Zuhal Sönmezer

Teknolojide Yeni Eşik: Kuantum Yılı ve İletişimin Geleceği

25.08.2025 03:47
Haber Detay Image

Gelişen teknoloji gündemi her geçen gün bize yeni bir "eşik" hatırlatıyor. Dün yapay zekâ konuşuyorduk; bugün kuantum bilgisayarlarını tartışıyoruz. Birleşmiş Milletler'in 2025'i "Uluslararası Kuantum Bilim ve Teknoloji Yılı" ilan etmesi, aslında dünyanın nereden nereye evrildiğinin sembolü.

Kuantum Bilişim

Kuantum bilişim, yalnızca bir bilimsel atılım değil; iletişimden ekonomiye, güvenlikten günlük hayata kadar etkileri olacak bir dönüşümün habercisi. Bugün kullandığımız şifreleme yöntemleri, kuantum bilgisayarların hesaplama gücü karşısında çocuk oyuncağı kalabilir. Bu, hem bireysel veri güvenliği hem de devletlerin siber stratejileri için yeni bir meydan okuma.

Akıllı Gözlükler ve Jestlerle Kontrol Edilen Bileklikler

Diğer tarafta, Meta'nın tanıttığı Hypernova akıllı gözlükleri ve jestle kontrol edilen bileklikleri, iletişimin beden diliyle yeniden tanımlanacağını gösteriyor. Artık ellerimizi kullanmadan yazışabilecek, gözlüklerimizden dijital dünyaya bağlanabileceğiz. İnsan-makine arayüzü, bilimkurgu filmlerinden çıkıp gündelik hayatımıza giriyor.

6G Vizyonu

Ve elbette 5G sonrası konuştuğumuz 6G vizyonu: Gerçek zamanlı endüstriyel otomasyon, genişletilmiş gerçeklik (XR) uygulamaları ve sıfıra yakın gecikmeyle iletişim... Tüm bunlar, "iletişim" dediğimiz şeyi yalnızca mesajlaşma değil, neredeyse eşzamanlı bir "ortak deneyim" haline getirecek.

Bu tabloya bakınca şunu sormadan edemiyorum:

Teknoloji hızla ilerliyor. Peki biz, insanlık olarak bu dönüşüme zihinsel ve etik olarak ne kadar hazırız? Veri güvenliğinden yapay zekâya, artırılmış gerçeklikten kuantum çağına kadar önümüzde açılan yollar sadece teknik değil; aynı zamanda toplumsal, kültürel ve etik tercihlerimizle şekillenecek.

Belki de hazır olmanın yolu vardır...

Elbette hazır olmanın yollarını bulmak mümkün. İlk olarak teknolojiyi sadece tüketen değil, aynı zamanda onun kültürel ve etik boyutunu tartışan bireyler olmak gerekiyor. Çocuklara kodlama öğretmek kadar, dijital etik de öğretmeliyiz. Yine yapay zekânın sunduğu kolaylıkları kabullenirken, mahremiyetimizi nasıl koruyacağımızı konuşmalıyız. Yani mesele, teknolojinin hızına yetişmek değil; onun toplumsal etkilerini öngörebilmek.

Geleceğin iletişimi, sadece makinelerle değil; birbirimizle kurduğumuz bağların niteliğiyle belirlenecek. Eğer bu bağı güçlendirebilirsek, teknoloji bize bir tehditten çok yeni bir ufuk açacak.

Yazarın Tüm Yazıları

title