Zuhal Sönmezer

Dijital Çağın Sessiz Salgını: İnternet Bağımlılığı Bozukluğu

16.08.2025 17:43
Haber Detay Image

1998'de Amerikalı psikolog Kimberly Young, ilk kez "internet bağımlılığı bozukluğu" kavramını literatüre kazandırdı. O günlerde bu tanım fazlasıyla abartılı bulunmuştu; ancak bugün gelinen noktada kavramın ne kadar isabetli olduğu ortada.

Artık biliyoruz ki dijital bağımlılık yalnızca bir teknoloji sorunu değil, aynı zamanda iletişim ve sosyalleşme sorunu. Son yıllarda yapılan uluslararası araştırmalar, sosyal medya ve dijital oyunların çocukların yalnızca boş zamanlarını değil, kimlik inşa süreçlerini ve iletişim alışkanlıklarını da dönüştürdüğünü ortaya koyuyor. Özellikle Avrupa'da ve Asya'da yapılan pilot uygulamalar, "dijital detoks kampları" ve "okul temelli medya okuryazarlığı programları" sayesinde öğrencilerin ekran süresini azalttığını, aynı zamanda yüz yüze iletişime daha fazla yöneldiğini gösteriyor.

Türkiye'de de benzer girişimler sınırlı düzeyde var. Ancak sorun şurada: Bu tür dersler ya da etkinlikler çoğu zaman "yan uğraş" gibi görülüyor. Oysa dijital bağımlılıkla mücadele, yalnızca okulun bahçesine konulan birkaç oyun aracıyla çözülecek bir mesele değil.

Son yıllarda yapılan alan araştırmalar şunu gösteriyor:

• Medya okuryazarlığı dersleri öğrencilerin dijital içerikleri sorgulama becerilerini artırıyor,

• Grup temelli fiziksel aktiviteler çocukların ekran süresini ortalama %20-30 oranında azaltıyor,

• Ailelerin sürece dâhil olduğu pilot projelerde ise çocukların dijital bağımlılıkla mücadele motivasyonu çok daha güçlü oluyor.

Buradan çıkarılacak ders çok açık: Medya okuryazarlığı dersleri, alanında uzman eğitmenler tarafından ve tüm eğitim sürecine yayılacak şekilde verilmedikçe bu mücadele yarım kalacaktır.

Çocuklarımız için tatiller de okul günleri kadar kıymetli. Yaz tatillerinde ekranın karşısında geçirilen saatler, aslında oyun parkında, yüz yüze arkadaşlıklarla kazanılabilecek sosyal becerilerin yerine geçiyor. O yüzden mesele yalnızca "okul zamanı ders başarısı" değil, aynı zamanda sağlıklı bir çocukluk meselesidir.

Unutmayalım: Bir çocuk oyun parkında düştüğünde dizi kanayabilir, ama ekran başında büyüyen çocukların ruhu kanıyor. İnternet bağımlılığı, ertelenebilecek bir sorun değil. Pilot uygulamalar ve akademik çalışmalar bize yolu gösteriyor. Şimdi harekete geçme sırası bizde.

Yazarın Tüm Yazıları

title