Yasemin Gazanker

Şifalı Sorular Yazı Dizisi: Yanlış Adamı Seven Kadınlar

12.07.2025 14:46
Haber Detay Image

Soru:

Yasemin Hanım, birçok kadın aynı döngüde sıkışıp kalıyor. Kendisine iyi gelmeyen, çoğu zaman ilgisiz ya da bağ kuramayan erkekleri seçiyorlar. Neden bazı kadınlar tekrar tekrar 'yanlış adamları' seviyor?

Cevap:

Bu soru bana en çok sorulan sorulardan biri. Kadınlar, "Yine aynı adam tipi… Neden hep bu tarz insanları çekiyorum hayatıma?" diye sorguladıklarında aslında başka bir gerçeğe dokunurlar: kendi içlerindeki eksik duygulara.

Sevgili kadınlar, gelin bu konuyu derinlemesine ele alalım.

Yanlış adamı seçmek, yüzeyde bir tercih gibi görünür ama aslında çok daha derin bir bilinçaltı örüntüsünün sonucudur. Özellikle çocukluk döneminde, yeterince sevilmemiş, görülmemiş ya da duygusal anlamda doyurulmamış bir kadın; yetişkinlik döneminde bu duygusal açlığını farkında olmadan tamamlamaya çalışır.

Çocukken babasının ilgisine doyamamış bir kız çocuğu düşün…

Onun sevgisine ulaşmak için çırpınmış, belki de kendini değersiz hissetmiştir.

Yetişkin olduğunda, karşısına çıkan 'duygusal olarak mesafeli' ya da 'ulaşılması zor' bir adam, o küçük kız çocuğu için tanıdıktır.

Ve içten içe şu sesi duyar:

"Eğer bu adam beni seçerse… Eğer beni severse… O zaman ben değerliyimdir."

Bu farkında olunmayan iç ses, kadını hep zor ilişkilerin içine çeker.

İlişki henüz başlamadığında bile bir savaş vardır.

Kadın, o adamı kendine çekmeye, ona kendini sevdirmeye çalışır.

Çünkü bu savaş kazanılırsa, çocukluk yarası bir nebze iyileşecek sanılır.

Ama ne yazık ki çoğu zaman sonuç hüsrandır.

Kadın kendini yine yalnız, yine değersiz, yine kırılmış bulur.

Çünkü o adam, onun içindeki boşluğu doldurmak için değil, onu tekrar tekrar o boşlukla yüzleştirmek için gelmiştir.

Bazı kadınlar bu döngüyü şöyle tanımlar:

"Onu çok sevdim çünkü bana benzemeyen taraflarını sevdim. Beni görmüyordu ama ben onun gözü olurdum. Bana sarılmıyordu ama ben onun tenini özlerdim. O konuşmazdı ama ben onun iç sesini duyardım."

İşte tam burada soruyu değiştirmek gerekiyor canım benim.

Kadın neden yanlış adamı seçer değil… Kadın neden kendini eksik hisseder? Kadın neden sevgiyi bir mücadele olarak görür?

Ve en önemlisi: Kadın ne zaman kendi kendine "Ben yeterliyim." diyebilir?

Bu döngüden çıkmak için önce içsel farkındalıkgerekir.

Bir kadın kendini tanıdıkça, sevgi dilini öğrendikçe, gerçek ihtiyaçlarını fark ettikçe…

Kendini sevilmeye değer biri olarak hissetmeye başladığında…

Artık bir başkasının sevgisini değil, kendisinin sevgisini kazanmak ister.

Ve işte o zaman yanlış adam değil, doğru seçim gelir.

Sevgi; savaşarak değil, varoluşuna dönerek çekilir.

Bir kadının kendiyle barışması, en büyük şifadır.

Çünkü kadın kendini seçtiğinde… Artık hayatında yanlış olan hiçbir şey kalmaz.

Şimdi bu soruyu soracağını farz ederek devam ediyorum canım benim:

"Peki kadın bu döngüyü fark ettiğinde, artık yanlış adamları seçmek istemediğini anladığında ne yapmalı? Nereden başlamalı? Bu duygusal döngü nasıl kırılır?"

İlk adım her zaman farkındalıktır.

Bir kadın "Ben neden hep beni inciten, beni görmeyen, beni sevmekte zorlanan adamları seçiyorum?" diye sorduğu an, zaten içsel bir kapıyı aralamıştır. O soru, kendine döndüğü ilk andır. Ve şunu bilmeliyiz ki: Kendimize döndüğümüz her an, şifanın başladığı andır.

Ama bu kolay bir yol değildir…

Çünkü kadın, belki de yıllardır bir başkasının ilgisine, sevgisine, onayına tutunarak yaşamıştır.

Ve şimdi, o sevgiye dışarıdan değil, içeriden ulaşması gerektiğini fark etmektedir.

Peki nasıl olacak bu?

Öncelikle kadının içindeki 'küçük kız çocuğuna' dönmesi gerekir.

O küçük kız hâlâ sevilmek istiyor.

Hâlâ biri onun için mücadele etsin, "Sen özelsin." desin istiyor.

Ama kadın artık büyümek zorunda.

Kendine şu soruyu sormalı her kadın:

"Ben neden sevilmeye değer olduğumu bir başkasının davranışlarıyla ölçüyorum?"

İşte o noktada, öz-değer çalışmaları başlar.

Kadın, kendi içindeki değeri dış koşullardan değil, kendi varoluşundan almaya başladığında…

Hayatındaki ilişkilerin tonu değişir.

Nasıl mı?

Kadın artık ilgisiz erkeklerin peşinden koşmaz.

Sana günlerce yazmayan, sana kendini değersiz hissettiren biriyle değil, yanında huzur bulduğu, duygusal ihtiyaçlarını fark eden biriyle bağ kurar.

Çünkü bir kadın, "Ben ilgisizliği aşk sanıyormuşum." dediği gün,

Aşkı yeniden tanımlar.

Ve burada sana bir sır vereyim canım.

Sana kendini eksik hissettiren adam, seni iyileştirmez.

Seni tamamlayan, sana hep 'tam' olduğunu hissettiren adamdır.

Ama o adam gelmeden önce, senin kendinle tanışman gerekir.

Yalnız kalmaktan korkmamak…

Hayatına birini almadan da mutlu olabilmek…

Ve en önemlisi:

"Beni seçmeyenle, ben de yürümem." diyebilecek içsel güce ulaşmak…

Kadın, o güce ulaştığında… Artık aşkı seçer, savaşmayı değil.

Güzel olan bir yolu seçer, çıkmazlarla dolu olanı değil.

Gerçeği seçer, illüzyonu değil.

Ve belki de en güzeli:

Bir adamla değil, kendisiyle tamamlanmayı öğrenir.

İşte o zaman, artık yanlış adamlar değil…

Yüreğine iyi gelecek insanlar hayatına dahil olmaya başlar.

Sevgilerimle,

Yasemin Gazanker

www.yasemingazanker.com

Yazarın Tüm Yazıları

title