Soru:
Saygınlık kazanmak için çok çabalıyorum. Ne kadar uğraşsam da olumlu bir dönüş alamıyorum. Olumsuzluklar motivasyonumu düşürüyor, çabalama isteğim kalmıyor. Hayatıma olumlu durumları nasıl empoze edebilirim?
Cevap:
Saygınlık...
İnsanın içsel dünyasında en derinden arzulanıp, dış dünyanın en geç teslim ettiği şeylerden biridir.
Çabalıyorsun. Yoruluyorsun. Görülmek istiyorsun.
Ve her seferinde karşılık bulamayınca hayal kırıklığı büyüyor.
Bunu anlamak zor değil. Çünkü hepimiz bir noktada "görülmeye" muhtacız.
Ama işte tam burada bir yanılgı başlıyor:
Saygınlığı dış dünyada aramak.
Oysa saygı, bir sonuç değil; bir duruşun, bir içsel tutarlılığın doğal yansımasıdır.
Şöyle düşün canım:
Bir ağacın gölgesi yere yansıdığında, onunla savaşamazsın.
Gölgeyi değiştirmek istiyorsan, gövdeye bakmalısın.
Sen de kendi içsel gövdene bak.
Orada kendine dürüst müsün?
Değerlerini gerçekten yaşıyor musun?
Kendi sözünü tutuyor, kendine sadık kalabiliyor musun?
İşte saygınlık, önce burada başlar.
Ve bir süre sonra, dışarıdan gelecek olan şeyler seni o kadar etkilemez olur.
Çünkü sen zaten kendine karşı saygın bir duruş inşa etmişsindir.
Olumsuzluklar motivasyonunu düşürüyorsa, şu soruyu sor:
Ben sadece sonuçlar için mi çabalıyorum?
Yoksa bu yolculuğun kendisinde de anlam buluyor muyum?
Eğer çaban sadece başkalarının takdiriyle anlam kazanıyorsa, o çaba seni yorar.
Ama eğer bu yol, senin içsel gelişiminin bir parçasıysa; her tökezleme, seni daha güçlü bir zemine oturtur.
Ve "Olumlu durumları hayatına nasıl dahil edebilirsin?" kendine bunu sor.
Zorlayarak değil.
Olumlu olaylar bir hedef değil, bir yan etki gibidir.
Sen iç dünyanda şunu kurmalısın:
Küçük de olsa her iyiliği fark eden bir bakış…
Teşekkür eden bir dil…
Ve şükrü unutmayan bir kalp…
Bazen olumlu durumlar görünmez çünkü zihnin sadece eksiklere odaklıdır.
Güzellik oradadır, ama bakış onu seçemez.
Bu yüzden hayatına pozitifliği katmak için önce zihnini eğitmelisin.
Her sabah kendine şu üç soruyu sor:
– Bugün hangi güzelliği fark ettim?
– Hangi küçük şey bana iyi geldi?
– Ne için minnettarım?
Bu üç küçük soru, büyük dönüşümlerin kapısını aralar.
Çünkü dışarıdaki hayat, içindeki duygusal iklimin bir yansımasıdır.
Ve en önemlisi:
Saygınlık, gürültüyle değil; sessizlikte yeşerir.
Kimi zaman görülmezsin, ama bu senin değersiz olduğun anlamına gelmez.
Çünkü hakiki değer, zamanla derinleşir.
Ve bir gün gelir, sustukların bile saygıyla dinlenir.
Sevgilerle,
Yasemin Gazanker
www.yasemingazanker.com