Yasemin Gazanker

Şifalı Sorular Yazı Dizisi: "O" Merkezde Peki Sen Neredesin?

27.06.2025 14:25
Haber Detay Image

Soru:

Yasemin Hanım merhaba,

Sizin yazılarınızı severek takip ediyorum. Özellikle kadın ruhuna dokunan yerlerde kendimi buluyorum. Size uzun zamandır içimi kemiren bir şeyi sormak istiyorum…

Bir kadın, bir ilişkiye başladığında neden hemen karşısındaki kişiyi hayatının merkezine alır? Daha birbirini tanıma aşamasındayken bile neden kendi önceliklerinden, rutininden, hayallerinden kolayca vazgeçebilir? Bu, aşk mıdır yoksa çocukluktan gelen bir yaranın karakter oluşumu mudur?

Cevap:

Sevgili okurum, öncelikle bu güzel yorumun için teşekkür ediyorum. Sorunun cevabına gelecek olursak da:

Kadının bir ilişkiye başladığında hemen karşısındaki kişiyi hayatının merkezine alması, çoğu zaman "çok sevmek"le değil, "çok eksik hissetmekle" ilgilidir.

Bu davranışın altında çoğunlukla şunlar yatar:

Kendini değersiz hissetme

Yalnız kalmaktan korkma

Terk edilme anksiyetesi

Kaybetme pahasına kazanma çabası

Ve en acıklısı…

Birinin hayatı olayım ki, kendimi var hissedeyim düşüncesi.

Bu yüzden kadın, ilişki başladığı anda içsel olarak şunu fısıldar:

"Onunla tamamlanabilirim. O beni severse, ben de kendimi sevebilirim."

Ama ne olur biliyor musun canım?

O ilişki bir aynaya dönüşür.

Kendi boşluğunu örtmeye çalıştıkça, karşı taraf seni anlamak yerine senden uzaklaşır.

Çünkü sen sadece onun hayatında olmaya çalışırken, kendi hayatından yavaş yavaş silinirsin.

Bir kadın neden böyle yapar?

Çünkü küçükken duyguları ertelenmiştir.

"Şimdi sus."

"Sen karışma."

"Senin bir şey bilmen gerekmez."

"Baban üzülmesin."

"Annenin canı zaten sıkkın."

Ve o küçük kız, orada şunu öğrenmiştir:

Ben ikinci planda olursam sevilirim. Ben yok olursam, kalabilirim. Ve büyür, âşık olur.

Ama o ilk aşkın karşısında bir yetişkin değil, sevgiye aç bir çocuk durur.

O çocuk, karşısındakine sevgili değil; kurtarıcı rolü biçer. Onu merkeze koyar, kendini siler. Onun ihtiyaçlarını önceler, kendi sınırlarını ihlal eder. Ve sonra yorulur, tükenir, incinir.

Ama neden olduğunu anlayamaz…

Çünkü acı olan şudur:

Bazı kadınlar için ilişki, sevginin değil; kendini kanıtlama savaşının alanıdır.

Onay görmek, ait olmak, değerli hissetmek, seçilmek…

Bu duyguların hiçbirini kendi içinde bulamamışsa bir kadın, ilişkiye başlar başlamaz bir görevi devralır:

"Bu adam beni sevsin ki, ben kendimi hak edilmiş hissedeyim."

Ama bu görev, aşkı öldürür.

Çünkü aşk, eksiklerin birleşmesi değil; iki tamam insanın bir arada parlamasıdır.

O yüzden şimdi sana şunu sormak istiyorum canım benim:

Bu ilişkide onu merkezine koyarken,

Sen neredesin?

Onun kahkahasını düşünüyorsun ama sen ne zamandır gülmedin?

Onun programına uyuyorsun ama senin bir ritmin var mı?

Onun hayallerine eşlik ediyorsun ama kendi hayaline en son ne zaman dokundun?

Kadın olmak, adamak demek değil.

Kadın olmak, kendine köklenip bir ilişkide "ben" kalabilmek demek.

Eğer bir ilişki seni merkezinden uzaklaştırıyorsa, aşk değil bu; öz sevgisizliktir.

Ve unutma ki senin kendi hayatında merkezinde olman, bir ilişkide bencillik değil; denge sağlamaktır.

Sen kendini unutmazsan, kimse seni unutamaz.

Sevgilerimle,

Yasemin Gazanker

www.yasemingazanker.com

Yazarın Tüm Yazıları

title