Prof. Dr. Barış Öztürk

Tatlı krizlerinin perde arkasında histamin olabilir mi?

12.09.2025 12:02
Haber Detay Image

"Tokum ama canım hâlâ bir şeyler istiyor."

"Yemekten kalktım ama tatlıya yerim var."

Bu cümleler sana tanıdık geliyor mu? Çoğumuz bunu iradesizlik ya da alışkanlıkla açıklarız. Oysa işin perde arkasında histamin yükü olabilir.

Histamin Sadece Alerji Değil

Histamin denince akla genellikle alerji gelir: hapşırık, göz kaşıntısı, burun akıntısı… Ama bu küçük molekül sadece bağışıklığı değil, açlık ve tokluk sinyallerini de yönetiyor. Fazla olduğunda, hormon dengemizi altüst edebiliyor.

Açlık ve Tokluk Hormonlarını Nasıl Bozuyor?

  • İnsülin : Yüksek histamin insülin direncini artırıyor, kan şekeri yükseliyor ama beyin hâlâ açlık sinyali alıyor.
  • Leptin : Yağ hücrelerinden gelen "artık doyduk" mesajı histamin tarafından bastırılıyor. Tok olsak da doymamış gibi hissediyoruz.
  • Ghrelin : Açlık hormonu normalden fazla devreye giriyor, iştah bir türlü kapanmıyor.
  • Kortizol : Stres hormonu yükseliyor, tatlı ve karbonhidrat isteği katlanıyor.

Sonuç: Vücudumuz tokken bile açmış gibi davranıyor.

Tatlı Krizleri Tesadüf Değil

Kendimizi sık sık çikolata, pizza, peynirli börek gibi yiyeceklerle avuturken buluyoruz. İşin ironisi, bunların çoğu histamin açısından zengin gıdalar. Yedikçe histamin yükseliyor, hormonal denge daha da bozuluyor ve tatlı krizleri artıyor. Bu kısır döngü bizi sürekli mutfağa sürüklüyor.

Döngüyü Kırmak Mümkün

Henüz bilim bu konuda tüm cevapları vermiş değil. Ama histamin yükünü azaltmak —özellikle fermente, işlenmiş ve uzun süre beklemiş gıdalardan uzak durmak— insülin ve leptin sinyallerini toparlamaya yardımcı olabilir. Böylece beynimizin "doydun" sinyali yeniden duyulur hale gelir.

Belki de tatlı krizlerinin sebebi iradesizlik değil, biyokimyasal bir oyun. Histamin yükü azaldığında, açlık ve tokluk arasındaki ince çizgi yeniden netleşebilir.

Yazarın Tüm Yazıları

title