A Milli futbol takımımız 2026 Dünya Kupası eleme grubunda dün akşam Konya'da oynadığımız maçta İspanya karşısında tarihindeki en ağır yenilgilerden birini yaşadı. Montella'nın geçtiğimiz çarşamba günü Gürcistan karşısında sahaya sürdüğü kadroyu aynı şekilde İspanya karşısına çıkarması ne kadar doğruydu bilemiyorum...
Bazı hocalar vardır, ben kendi oyunumu oynarım der, kadroyu değiştirmez, bazıları da vardır ki rakibe göre oynarım der ve rakibe göre tedbirler alır. Burada asıl sorun teknik direktör Montella'nın İtalyan olduğunu unutmuş olmasıdır. Şöyle ki Montella bir İtalyan teknik adamın yapmaması gereken hataları yaparak, bence şuan dünyanın en iyisi İspanya karşısında istatistiklere bakacak olursak 15 dakika da bir faul yaparak oldukça yumuşak bir futbol oynatmış. Bu kadar temassız oynarsan rakip kim olursa olsun elini kolunu sallaya sallaya kalene kadar rahatça gelir ve gollerini atar.
İspanya karşısında çift rakamlı bir sonuçla da sahadan ayrılabilirdik. Maçta 6 golü kalesinde gören Uğurcan ilk yarı da 5, ikinci yarı da net 1 olmak üzere 6 net pozisyonu kurtarırken, İspanyol futbolcular da 5-6 çok rahat pozisyonda topu dışarı attılar. Şuan ki hezimetin çok daha fazlasından kurtulduğumuz için şükür mü etsek, yoksa neden 6 gol yedik, hani tarihimizin en iyi kadrosuydu diye sitem mi etsek onu da bilemiyorum.
Bundan sonra yolumuza devam edebilmek için nasıl olacak bilemiyorum ama bir şekilde bu maçı unutmamız ve bir daha dereyi görmeden paçaları sıvamamamız gerekiyor. Buradan teknik ve taktik hataları sebebiyle Montella'yı eleştirmek haksızlık olmaz. İyi futbol oynadığımız ve kazandığımız zaman nasıl ki hakkını veriyor övüyoruz, yere göğe sığdıramıyoruz, köyü oyun ve kötü sonuçta da eleştirebiliriz sanırım.
Mesela 10 numaradan savunma önü orta sahaya oyun kurucu olarak dönen Hakan ile aylardır oynamayan İsmail ikilisini savunmanın önüne çekerek oynamak, daha sahaya çıkarken maçı rakibe vermek demek, belki Montella Arda'dan, Yunus'tan, Kerem'den ve Kenan'dan savunmacı gibi oynamalarını istedi, kontra ataklarla rakibi vurmayı planladı da onlar oynayamadı diyeceğim ama yazarken bile pek akla mantığa da uygun gelmiyor.
İspanya gibi bir takıma karşı orta sahayı biri devşirme iki kişiye emanet etmek risk değil miydi? Tabii ki ön tarafta yani Arda, Kerem, Yunus ve Kenan ile başlamak düşününce riskten de öte bir şey. Yine düşünüyorum, dünya futbolunda savunmanın kitabını yazanlar İtalyanlar değil mi? Bu kadro ile sahaya çıkan Montella acaba maç öncesinde ne düşünüyordu?
Montella maça İspanya'yı daha iyi analiz ederek daha savunmacı ve savunmayı en uçtan başlatan futbolculardan kurulu bir takım ile başlasaydı, futbol tabiriyle rakibi biraz ısırabilseydik, biraz temaslı ve kontrollü, kademeli oynayabilseydik eminim bu hezimeti yaşamazdık, sonuç olarak maça ortak olamasak bile futbol ve mücadele olarak ileriye dönük iyi işler yaptık diyebilirdik. Mesela Barış para yerine kariyerine odaklanmış olsaydı, güçlü fiziği ve gücüyle en uçta en formda haliyle yer alsaydı nasıl olurdu?
Gelelim yazının finaline, hey TFF Başkanı Hacıosmanoğlu, Montella'yı ne zaman Türk vatandaşı yapacaksınız? Kafa olarak İtalyanlığı bırakmış gibiydi zaten. Bu maçtan sonra eleştirenleri de vatan haini ilan edecek misiniz? Milli takımımızın hala gelmiş geçmiş en iyi kadroya sahip olduğu konusunda aynı yerde misiniz? Dün akşam ki maçtan sonra çıkıp konuştunuz mu bilemiyorum ama benden size bir tavsiye, olur olmaz konuşmayın... Bir de karakter meselesi vardı ama ben o konuya bir daha girmeyeceğim, çünkü sahada ki oyunda bir karakter göremedim.
