Doç. Dr. Onur Başar Özbozkurt

8 milyar insan, 16 milyar yüz!

18.08.2025 12:45
Haber Detay Image

Bugünkü konu hepimizi ilgilendiriyor…

Kime bir dokunsam bin ah işitiyorum, herkes aynı dertten yakınıyor…

Ahlâki değerlerini yitiren bir dünyaya evrildik…

İnsanlar yolunu kaybetti…

Dostluklar menfaatin, ahlak küçük hesapların önünde diz çöküyor…

Herkes, büyük emek verdiği kişilerin, en yakınındakilerin ihanetiyle imtihan oluyor…

Binbir emekle kurulan bağlar, günlük çıkarların gölgesinde kayboluyor…

İnsanlar, hedefe giden yol için "Kimi nasıl kullanırım", "Kimden ne kadar alabilirim?" diye liste çıkarır hale gelmiş…

Ve düşürülmediği sürece bir adet maske, gerçek yüzü saklamaya bazen yıllarca yetebiliyor…

Ne acıdır ki günümüz insan ilişkileri tam olarak böyle…

Bugün karşı karşıya kaldığımız tabloyu, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) çok uzun zaman önce şöyle tarif etmişti:

Öyle bir zaman gelecek ki, doğru söyleyenler yalanlanacak, yalan söyleyenler ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hainlere güvenilecek.

Bu olumsuzluklardan ise kurtulabilmek ve bu gidişatı tersine çevirmek için öncelikle, ahlaki değerlere sahip çıkan, farkındalığı yüksek bireylerin toplumu bilinçlendirici işler yapması elzem...

Bu yazının amacı da zaten tam da bu…

Bazı insanların vefaları sana değil, sana olan ihtiyaçlarınadır...

İhtiyaçları değişince vefaları da biter…

Ancak nadiren böyle olmayanlar da çıkar ve biz de onlara dost deriz!

Ben de bir örnek ile aktarayım…

Yıllar önceydi…

Tam da işlerime odaklanmışken…

Bir çiçek geldi…

Kimin gönderdiğini çok merak etmiştim…

Çiçek, aramın soğuk olduğu ama hayatımda o zamanlar önemli bir yeri olan bir dostum tarafından gönderilmişti…

Ancak çiçekten çok daha değerli bir şey vardı !

Üzerindeki not…

"Dostum! Kapıdan kovsan bacadan girerim…"

Zaten, bana göre bir insanın hayattaki en büyük şanslarından birisi de tam da böyle (!) dostlara sahip olması…

Lakin...

Hayatımda hiçbir dosttan görmediğim iyiliği de gördüm, bir düşmanın bile yapamayacağı akıl almaz kötülüğü de…

Zaten o zaman anlıyorsun her şeyi…

Ve maske düştükten sonra hakikat ortaya çıkıyor...

Ve arsızlıkta ne kadar sınır tanımadıklarına da gözlerinle şahit oluyorsun...

Ama günün sonunda gördüğün o canavarın, aslında başından beri aynı insan olduğunu kabul etmen gerekiyor...

Çünkü bu tür narsist bir yapıya sahip kişiler her adımlarını aslında bilinçli olarak atıyorlar…

Yani her şey size karşı olan planlarının bir parçası…

Her ihanet güvenle başlar diye de boşa dememişler…

Peki hainlik yapıp çelmeyi takan, yere düşürdüğünü zannettiği kişiden daha mı mutlu olur hayatta?

Peki Hz. Yusuf'u kuyuya atan ellere ne olmuştur sonradan? Bilmiyorsanız araştırın derim!

Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur (Âl-i İmrân Suresi, 160. Ayet).

Kuyu kazan, kuyuya düşer…

İhanet eden, ihanete uğrar…

Tuzak kuran, tuzağa düşer…

Çünkü Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır (Enfal Suresi 30. Ayet).

Günlük değişen menfaati uğruna her şeyi yok sayan, değer gördüğü yere karşı nankörlükle yetinmeyip bir de ihanet eden insanlar, değer gördüğünü zannettiği yerdeki tuzaklara düşmeye mahkumdur…

Böylece, farelerin bile düşmediği tuzaklara sürüklenirler...

Bir gün fareye derler ki...

"Bulunduğun deliğin 30 santimetre ilerisinde, tabağın içinde bir kalıp beyaz peynir var. Deliğinden çıkıp alabilirsin."

Fare yanıtlar: "Mesafe kısa, ödül büyük… Var bunda bir hinlik!"

İşte hayat da böyledir; karşınıza çıkan "ikramların" ardında tuzaklar gizlidir.

Ancak kurtulmak istemeyeni, hayatın acı tecrübelerinden başka hiçbir şey kurtaramaz…

Ez cümle…

Dünya, onurunu ve ahlakını koruyabilen gerçek insanların omuzlarında yükselecektir...

Şayet sizi diğerlerinden farksızlaştırmaya çalışan bir toplumda kendiniz olarak kalabiliyorsanız büyük iş başarmışsınız demektir…

Yani, böyle insanların arasında insan kalabiliyorsanız…

Rabbim bizim gibileri korusun...

Yazarın Tüm Yazıları

title