İnsan, yaşı ve eğitim seviyesi ne olursa olsun, içinde bulunduğu çevreden ve birlikte vakit geçirdiği insanlardan mutlaka etkilenir. Uzun süre bir arada bulunan eşler, arkadaşlar, aile bireyleri ve iş arkadaşları, zamanla birbirlerinin tutum ve davranışlarından, iş tutuş şekillerinden etkilenmeye başlar.
Çocuklarımızın kişilikleri tam olarak şekillenmeden önce, bazı arkadaşlarının olumsuz alışkanlıkları veya davranışları nedeniyle onlardan uzak durmalarını isteriz. Bu, çevresel etkilenmenin gücünü bildiğimiz içindir.
Aynı durum iş hayatı için de geçerlidir. Kamu ya da özel sektördeki çalışanlar, görev yaptıkları ortamda uygulanan sistemlerden, çalışma kültüründen ve özellikle yöneticilerin tavırlarından doğrudan etkilenirler.
Bu nedenle işletme sahipleri ve yöneticilerin bu bilinçle hareket etmesi gerekir. Çalışma ortamında ilişkiler kurumsal bir yapıya oturtulmalı, herkesin uyması gereken açık ve net kurallar belirlenmelidir. Çünkü olumlu bir çalışma ortamı gelişim ve başarıyı beraberinde getirirken, olumsuz bir ortam kaos, huzursuzluk ve verimsizlik yaratır.
Uzun yıllar iş hayatında bulunan ve satın alma yapan bir kişi ürün teslim etme ve teslim alma aşamasında teslim ve tesellüm evrakı düzenlememiş olabilir. Yeni işe başladığı ve kurumsal yapısı gelişen bir işletmede ise, çok kısa sürede evraksız işlem yapmamayı öğrenir ve iş hayatındaki kalitesini de artırmış olur. Kendisine kurumsallık bulaşmış olur.
Nasıl ki sürekli huzursuzluk yaşayan bir evde büyüyen çocuk, ileride iletişim problemleri yaşayan, içe kapanık veya agresif bir birey haline gelebiliyorsa; sevgi, saygı ve anlayış ortamında büyüyen bir çocuk da sosyal yönü güçlü, sağlıklı ilişkiler kurabilen bir birey olarak karşımıza çıkar.
İş dünyasında da benzer bir durum söz konusudur. İtibarlı bir firmada ya da güvenilir, işini iyi yapan bir yöneticinin yanında çalışan kişiler, genellikle diğer işletmeler tarafından da tercih edilir. Çünkü bu kişiler, bulundukları iyi ortamdan olumlu alışkanlıklar edinmiş, iş ahlakı ve disiplin kazanmış bireyler olarak görülür.
Biz de iş görüşmelerinde adaylara; hangi işletmede ve kimlerle çalıştıklarını mutlaka sorarız. Piyasada saygınlığı olan bir kurumda ya da başarılı bir yöneticinin yanında çalışmış adaylar her zaman bir adım önde olur.
Bazen aile büyükleri, yetişmekte olan aile bireylerini; huylarını, alışkanlıklarını ve yaşam tarzını beğendikleri birine emanet eder, onların kendi yanlarında değil, daha çok güvendikleri bu kişinin yanında yetişmesini isterler.
Zira bazı davranışlar, iş yapış biçimleri ve çalışma alışkanlıkları eğitimle değil, bizzat kaliteli bir çalışma ortamında bulunarak öğrenilir. Bu nedenle, "üzüm üzüme baka baka kararır" atasözü, iş yaşamı için de son derece geçerli bir gerçeği ifade eder.
