Bu yazının amacı, profesyonel çalışma hayatını küçümsemek değil; aksine amatör ruhla hareket ederek de profesyonel sonuçlara ulaşılabileceğini vurgulamaktır. Robotik bir yazılımın talimatlarına uyar gibi duygudan arınmış şekilde çalışmak yerine; işin içine merak, heyecan, heves ve tutkuyu katmanın çok daha verimli ve etkin sonuçlar doğurduğuna inanıyorum. Kısacası, profesyonelliği amatör ruhla harmanlamak, iş hayatında başarıyı beraberinde getirir.
Bazı profesyoneller, "amatör ruhla çalışmak" kavramına mesafeli yaklaşsa da, aslında bu yaklaşım; çalışma arkadaşlarıyla, müşterilerle ve tedarikçilerle kurulan ilişkilerde çok değerli sonuçlar doğurabilmektedir.
Amatör ruh taşıyan kişiler işlerini sahiplenir, içtenlikle yapar, adeta işlerine ruhlarını katarlar. Bazen en yaratıcı ve etkili sonuçlar, kalabalık profesyonel kadrolardan değil; amatör ruhunu koruyan çalışanlardan gelir.
Firma sahipleri, kazançların iyi olduğu dönemlerde kurumsal yapıyı bozmadan çalışanlarıyla kazancı paylaşmayı ve onların olağan dışı, zorunlu harcamalarında destek olmayı bilmelidir. Maddi sıkıntısından dolayı işletme içerisinde motivasyonu düşük bir şekilde dolaşan çalışanın derdinin çözülmemesi verimi düşürecek ve personelin işten ayrılmasına neden olacaktır. Bu sıkıntıyı amatör ruhlu bir profesyoneller daha hızlı çözerek bertaraf etmektedir. Çalışanlar da işletmenin zor zamanlarında, ödemelerde gecikmeler ya da ücretlerin beklenen seviyeye ulaşmaması gibi durumlarda sabırlı davranmayı bilmelidir. Tarafların bu karşılıklı anlayış ve dayanışması, gelecekte güçlü ve kalıcı birlikteliklerin temelini oluşturacaktır.
Bu konuda aklıma her zaman danışmanlık yaptığım bir işletmenin ortağı gelir. Şirketin tüm süreçlerini profesyonel ve kurumsal bir yapıda yürüten bu kişi, aynı zamanda ilk günkü heyecanını hiç kaybetmemişti. Stok hareketlerini sadece ERP sistemine güvenerek değil, manuel yöntemlerle de kontrol eder, eksikleri tespit edip sistemin geliştirilmesini sağlardı. Cesur kararlar alırken arkasında hep deneme-yanılmalar ve bitmeyen bir merak vardı. Hatta kendi finans ve muhasebe bakış açısını üniversite öğrencileriyle paylaşır, işletmenin ticari paket programına ek yazılımlar geliştirilmesine katkıda bulunurdu. Böylece işletmenin mali süreçleri amatör düşüncelerle oluşturulan bir yazılımla çok pratik bir işleyişe kavuşmuştu.
Amatör olarak futbol oynayan biriyle profesyonel futbolcu arasında elbette büyük farklar vardır; amatör oyuncu oyunun zevkini yaşarken, profesyonel futbolcu ise bunu bir meslek olarak sürdürür, para kazanır. Ancak profesyonel futbolcunun taraftarın sevgisini kazanabilmesi için yalnızca iyi futbol oynaması değil, aynı zamanda amatör ruhunu koruması önemlidir.
Bu örnekler bize gösteriyor ki; hangi konumda veya pozisyonda olursak olalım, profesyonelleşirken içimizdeki amatör ruhu kaybetmemeliyiz. Dünya markası haline gelmiş rahmetli Sakıp Sabancı gibi pek çok isim, amatör ruhlarını korudukları için büyük başarılara ulaşmıştır. Hatta yıllarca işletme alanında akademik çalışmalar yapan bilim insanları bile, bu büyük isimlerin uygulamalarını kitaplarına konu etmiş ve derslerde yeni nesillere aktarmışlardır.