Okan Geçgel

Savunma Sanayinde Bağımsız, Sofrada ve Meslekte Tehlike!

28.08.2025 12:57
Haber Detay Image

80 yılda bir piyade tüfeği üretemeyen bir ülkeden, bugün kendi füzesini üreten, insansız hava araçlarını geliştiren, tankını üreten ve silahını üretebilen bir ülke haline gelmiş bir Türkiye…

Bu tablo bize kararlılığın, vizyonun ve iradenin neleri başarabileceğini gösteriyor. Peki, aynı başarıyı tarımda, hayvancılıkta ve mesleki eğitimde gösterebiliyor muyuz? Ne yazık ki hayır.

Bağımsızlık sadece silahla korunmaz. Sofraya koyacak ekmeğiniz yoksa, tarlayı ekecek çiftçiniz, ineği sağacak çobanınız, arabayı tamir edecek ustanız yoksa, bağımsızlığınız eksiktir. Ve maalesef bugün Türkiye'nin büyük bir kısmında bu eksiklikler apaçık görülüyor.

1. Tarım ve Hayvancılıkta Çöküş

Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye, kendi kendine yeten sayılı tarım ülkelerindendi. Köyler üretimin merkeziydi, nüfusun büyük bölümü toprağı işler, hayvancılık ekonominin bel kemiğini oluştururdu.

Bugün tablo dramatiktir:

• Manda sayısı %90 oranında azalmıştır.

• Büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı ciddi şekilde düşmüştür.

• Tarım arazilerinin önemli bir kısmı boş kalmıştır.

• Köyden kente göç, köy nüfusunu yok denecek seviyeye düşürmüştür.

• Çiftçilik yapan aile sayısı dramatik biçimde azalmıştır.

Pandemi ve Rusya–Ukrayna Savaşı, gıdanın bir silah kadar stratejik olduğunu gösterdi. Tahıl koridorunun açılması için Türkiye'nin arabuluculuğu kritik oldu. Bu olay bize gıda güvenliğinin milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Bugün laboratuvar üretimi yapay et ve sebze gibi projeler konuşuluyor. Ancak tarım ve hayvancılığı ihmal etmek, insanlığın geleceğini laboratuvar raflarına teslim etmek anlamına geliyor. Kanser vakalarının ve kronik hastalıkların arttığı bir dünyada, organik tarım ve hayvancılığın desteklenmesi, kaçınılmaz bir zorunluluktur.

2. Mesleklerde Ustasızlık Krizi

Sadece tarım ve hayvancılıkta değil, sanayi ve hizmet sektörlerinde de alarm verici bir çöküş yaşanıyor.

Motor ustası, kaportacı, elektrikçi, tesisatçı, berber, terzi, aşçı… Bu meslek erbapları artık yetişmiyor. Bunun temel nedeni ise gençlerin yanlış yönlendirilmesidir.

Elbette gençler üniversiteye devam etmeli, eğitim almalı, diploması olsun. Ancak bazı bölümler mezunlarına iş imkânı sağlamıyor. Sonuçta elimizde diplomalı işsizler ordusu oluşuyor: Gençlerin diploması var, ama mesleği yok. İş bulamıyor, çalışamıyor, belli bir yaştan sonra meslek edinmesi de zorlaşıyor.

Bu nedenle, gelecekte birçok meslek tehlikeye giriyor. Beyaz yakalı, yani el kalem tutan diplomalı kesime ihtiyacımız var; ama ihtiyacımız kadar. Kalan gençler, becerisine ve yeteneğine göre doğru meslek alanlarına yönlendirilmeli. Böylece hem gençler iş sahibi olur hem meslekler yaşar, ülkenin üretkenliği korunur.

3. Çözüm ve Zorunlu Adımlar

• Tarım ve hayvancılık stratejik milli politika haline getirilmeli.

• Şehirden köye tersine göç teşvik edilmeli, köylünün emeği desteklenmeli.

• Meslek eğitimi güçlendirilmeli, usta-çırak ilişkisi yeniden canlandırılmalı.

• Gençler yetenek ve becerisine göre mesleklere yönlendirilmeli, diploması olan işsiz sayısı azaltılmalı.

• Devlet, gıda ve meslek üretimini savunma sanayi kadar stratejik görmeli.

Sonuç: Hazıra Dağ Dayanmaz!

Savunma sanayinde kendi silahını üreten, insansız hava araçlarını geliştiren, tankını üretebilen bir Türkiye, gururumuzdur. Ama aynı azim tarımda, hayvancılıkta ve mesleklerde gösterilmezse bağımsızlığımız hep eksik kalacaktır.

Hazıra dağ dayanmaz!

Tüketimle değil, üretimle ayakta kalabiliriz. Soframızı, ustalarımızı, köylerimizi ve üretim kültürümüzü korumadan geleceğimizi korumamız mümkün değildir.

Savunma sanayinde bağımsızlık sağladık, peki sofra ve mesleklerde bağımsızlığımızı ne zaman sağlayacağız? İşte gerçek sınav burada başlıyor.

Yazarın Tüm Yazıları

title