104 yıl önce Sakarya'da verilen mücadele, yalnızca bir askeri zafer değil, aynı zamanda milletimizin kaderini değiştiren büyük bir dönüm noktasıydı. Sakarya Meydan Muharebesi, işgal altındaki bir ülkenin umudunu yeniden yeşerten, milletimizin bağımsızlık iradesini dünyaya ilan eden bir destandı. Mustafa Kemal Paşa'nın "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır" sözü, vatanın her karış toprağı için topyekûn verilen mücadelenin simgesi oldu.
Bugün bizlere düşen görev, Sakarya'da sergilenen o milli birlik ve beraberlik ruhunu diri tutmaktır. Çünkü bu zaferin en büyük sırrı, milletin bir araya gelerek imkânsızlıkları yenmesi, farklılıkları bir kenara bırakıp tek yürek olmasıdır.
Ne yazık ki bugün ülkemizin içinde bulunduğu siyasi iklim, Sakarya'da sergilenen o birlik ruhundan çok uzaktadır. Özellikle muhalefetin kullandığı zehirli dil, toplumu sürekli ayrıştıran ve birbirine düşüren bir üslup, milletin ortak değerlerine zarar vermektedir. Günümüzde kutuplaşmanın derinleşmesi, siyasetin nezaketini yitirmesi ve ortak aklın geri plana itilmesi, en çok da milletimizin geleceğine zarar vermektedir.
Oysa Sakarya'nın bize öğrettiği en temel gerçek şudur: Millet olarak kenetlendiğimizde hiçbir güç bizi yıkamaz, hiçbir engel önümüzde duramaz. Dün Sakarya'da düşmana karşı kurulan o sarsılmaz cephe, bugün de içeride birlik, dışarıda güçlü bir duruşla yeniden inşa edilmelidir.
104 yıl önce bu toprakları bize vatan yapan şehitlerimizin aziz hatırasına layık olmak istiyorsak, ayrıştırıcı dilden uzak durmalı, ortak paydalar etrafında buluşmalı ve "birlikte Türkiye" şuurunu yeniden kuşanmalıyız.
Sakarya Zaferi'nin 104. yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyor; milletimizin yeniden Sakarya ruhuyla kenetlenmesini diliyorum.
Kalın Sağlıcakla…