Son yıllarda Türkiye'nin sağlık sistemine yönelik eleştirileri sıkça duyuyoruz. Kimi "Avrupa'da sistem çok daha iyi işliyor" derken, kimileri "Türkiye'de sağlık çökmüş durumda" yorumlarını yapıyor. Ancak bu söylemleri dillendirenlerin önemli bir kısmı, gerçek tabloyu hiç görmeden ya da görmek istemeden konuşuyor.
Biraz yakından bakalım…
Amerika'da sağlık sigortanız yoksa bırakın hastaneye gitmeyi, basit bir muayenenin bile kapısından giremezsiniz. Sigortanız olsa bile çoğu zaman aylarca beklemek zorundasınız. Üstelik rakamlar dudak uçuklatıyor. Geçtiğimiz günlerde bir Türk öğrencinin yaşadıkları bunun en net örneği: MR çektirmek için 7.500 dolar gibi inanılması güç bir ücret talep edilmiş. Bu genç öğrenci çareyi Türkiye'ye gelmekte bulmuş ve devlet hastanesinde tamamen ücretsiz olarak aynı tetkikten faydalanmış.
Avrupa'da tablo çok mu farklı? Maalesef hayır. Almanya'da yaşayan bir gurbetçimiz küçük bir göz operasyonu için 3 bin euro ödemek zorunda kaldığını anlatıyor. Fransa'da diş tedavisi için haftalarca sıra bekleyen, İngiltere'de aile hekimine ulaşabilmek için bile günlerce uğraşan vatandaşlarımız var. Kimi zaman da ciddi ameliyatlar için yıllar süren bekleme listeleri söz konusu. Bu gerçekleri bizzat yaşayanlar söylüyor.
Peki Türkiye'de durum ne?
Bugün şehir hastanelerinden üniversite fakültelerine, devlet hastanelerinden sağlık ocaklarına kadar vatandaş; ya hiç para ödemeden ya da çok cüzi rakamlarla hizmet alıyor. Acil servis hizmeti ücretsiz, büyük ameliyatlar ücretsiz, MR ve tomografi gibi ileri tetkikler ücretsiz… Ve en önemlisi: herkes bu hizmete ulaşabiliyor.
Şehir hastanelerine giren bir vatandaş, sadece modern mimariyle değil, aynı zamanda son teknoloji cihazlarla donatılmış bir sağlık merkeziyle karşılaşıyor. Alanında uzman doktorlar ve güçlü bir sağlık ordusu sayesinde tedaviler hızlı, etkili ve erişilebilir.
Şimdi soruyorum:
Avrupa'da ve Amerika'da sağlık sisteminin bedeli bu kadar ağırken, Türkiye'de vatandaşın cebinden neredeyse tek kuruş çıkmadan hizmet alabilmesi küçümsenecek bir şey mi?
Ama ne yazık ki bazı kesimler, her fırsatta Türkiye'yi Avrupa ile kıyaslayıp "bizim sağlık sistemimiz kötü, onlarınki mükemmel" gibi söylemlerle algı yaratmaya çalışıyor. Oysa birazcık vicdanlı olan herkes, bu söylemin koca bir aldatmaca olduğunu görür. Gerçekleri yaşayan gurbetçilerimiz de buna şahittir. Avrupa'da yıllardır vergi ödeyen, prim yatıran insanlarımız bile Türkiye'ye geldiklerinde sağlık hizmetinin kalitesi ve ulaşılabilirliği karşısında hayretlerini gizleyemiyorlar.
Elbette Türkiye'nin sağlık sisteminde sorunlar yok demiyoruz. Randevu bulmada zaman zaman yaşanan sıkıntılar, yoğunluk, bazı branşlarda doktor yetersizlikleri gibi problemler ortada. Ama bu aksaklıklar üzerinden koskoca bir sistemi karalamak, hele ki Avrupa'yı göklere çıkarıp Türkiye'yi küçümsemek en hafif tabirle insafsızlıktır.
Türkiye'nin sağlık sistemi bugün vatandaşına bedelsiz, erişilebilir ve güçlü bir hizmet sunan nadir modellerden biridir. Avrupa ve Amerika'da vatandaşın cebini boşaltan, yıllarca sıra bekleten, hayatı kolaylaştırmaktan çok zorlaştıran bir sistem var. Bizde ise devletin elini uzattığı, vatandaşına sahip çıktığı bir sistem işliyor.
Kısacası; Türkiye'nin sağlık sistemini eleştirenler, biraz da Avrupa'daki acı gerçeğe baksınlar. Oradaki "paran varsa yaşa, yoksa bekle" anlayışına bakıp bizim sistemimizi küçümsemeye kalkışmak, hem vatandaşa hem de bu ülkenin yıllardır kurduğu güçlü sağlık altyapısına haksızlıktır.
Türkiye'nin sağlık sistemi kusursuz değildir, ama Avrupa ve Amerika ile kıyaslandığında bir gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek gerekiyor:
Bizim sağlık sistemimiz işliyor ve vatandaşına nefes oluyor. Avrupa'da hayal, Türkiye'de gerçek!
