Okan Geçgel

Mühür Kimdeyse Süleyman Odur: CHP’de Kongre Krizi ve Gürsel Tekin Gerçeği

04.09.2025 22:07
Haber Detay Image

Türk siyasetinde değişmeyen bir gerçek vardır: Gücü elinde tutan, mührü taşıyan kişi, her zaman belirleyici olur. Osmanlı'dan bugüne siyasetin özünü anlatan o kadim söz, bugün CHP'de yaşanan krizi de bire bir özetliyor: "Mühür kimdeyse Süleyman odur."

2 Eylül itibariyle mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Kongresi iptal edildi. Mahkeme, kongrede şaibeler bulunduğunu, delegelerin manipüle edildiğini, seçim sürecinin adil yürümediğini gerekçe göstererek tarihi bir karar aldı. Ve bu iptalin ardından, İstanbul gibi stratejik öneme sahip bir ilin başına kayyum olarak Gürsel Tekin atandı.

Özgür Özel'in Sert Tepkisi

Gürsel Tekin'in kayyum olarak atanması, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i adeta çileden çıkardı. Tekin'i partiden ihraç ettiğini açıklaması bunun göstergesidir. Fakat mesele sadece bir disiplin süreci değildir; bu karar, CHP içindeki fay hatlarının ortaya çıkmasıdır.

Özgür Özel'in en sert refleksi göstermesinin sebebi, otoritesine yönelen tehdittir. Çünkü Gürsel Tekin, CHP tabanında yıllardır bilinen, sokakla bağını koparmamış, emekle yoğrulmuş bir isimdir. Onun kayyum olarak İstanbul'a oturtulması, Özgür Özel'in elindeki gücü sarsmış ve partinin merkezinde ciddi bir iktidar çatışmasını tetiklemiştir.

Şaibeli Kongre ve İmamoğlu Faktörü

İstanbul İl Kongresi'nin şaibeli olduğu başından beri konuşuluyordu. İl Başkanı seçilen Özgür Çelik'in, Ekrem İmamoğlu'nun desteklediği aday olduğu herkesçe biliniyordu. Yani Çelik kazandı ama asıl kazanan İmamoğlu'ydu.

Burada esas strateji çok açıktı: İmamoğlu, kongreyi kazanarak Genel Kurultay'da Kemal Kılıçdaroğlu'nu devirmek istiyordu. Çünkü Kılıçdaroğlu görevde kaldığı sürece, İmamoğlu'nun yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olma ihtimali zayıftı. Kılıçdaroğlu'nun kafasında başka isimler vardı. Bu nedenle İmamoğlu, kongrelerden başlayarak Kılıçdaroğlu'nu tasfiye etmenin yollarını aradı.

Delegelerin satın alındığı, baskılar yapıldığı, manipülasyonların devreye sokulduğu iddiaları kongrenin üzerine kara bir gölge gibi düştü. Ve işte mahkeme, bu iddiaları dikkate alarak İstanbul İl Kongresi'ni iptal etti.

Mahkemenin Tarihi Kararı

Mahkemenin verdiği karar, sadece bir kongrenin iptali değildir; CHP'deki iktidar mücadelesini bambaşka bir boyuta taşımıştır. Çünkü İstanbul, CHP için bir semboldür. Türkiye siyasetinin merkezi nasıl Ankara ise, CHP'nin kaderi de çoğu zaman İstanbul'da şekillenir.

Gürsel Tekin'in kayyum olarak atanması, bu nedenle sıradan bir görevlendirme değil, çok ciddi bir siyasi mesajdır. Bu mesaj şudur: "CHP'de oyun kurmak isteyen herkes, mühürsüz hiçbir şey yapamaz." Ve bugün için o mühür Gürsel Tekin'dedir.

Gürsel Tekin'in Ağırlığı

Gürsel Tekin, CHP'nin İstanbul'daki en eski ve köklü figürlerinden biridir. Partiyi masa başından değil, sahadan bilen, mahalle mahalle siyaset yapmış, örgütle organik bağ kurmuş bir siyasetçidir. Yıllardır İstanbul siyasetinde karşılığı olan bu isim, şimdi kayyum olarak CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın başında bulunuyor.

Bu durum, Ekrem İmamoğlu'nun hesaplarını bozacak en büyük engeldir. Çünkü Tekin, İmamoğlu'nun kurduğu denkleme dışarıdan bir aktör değil, içeriden bir fren mekanizmasıdır. İmamoğlu'nun stratejisi ne kadar ince dokunmuş olursa olsun, şimdi karşısında partiyi ve örgütü avucunun içi gibi bilen bir kayyum vardır.

Özgür Özel'in Korkusu

Özgür Özel'in sert çıkışlarının asıl nedeni de tam burada yatıyor. Çünkü bu gelişme sadece İstanbul'u değil, doğrudan genel başkanlık koltuğunu da tehdit ediyor. İstanbul kongresinin iptali, zincirleme bir etkiyle Genel Kurultay'ın da iptal edilmesi ihtimalini gündeme getiriyor.

Eğer böyle bir tablo oluşursa, Özgür Özel yalnızca İstanbul'daki otoritesini kaybetmekle kalmayacak, aynı zamanda CHP Genel Merkezi de tartışmalı hale gelecek. Bu durumda Özgür Özel'in görevden alınması ve hatta CHP Genel Merkezi'ne kayyum atanması ihtimali bile masaya gelebilir.

Yani mesele, sadece Gürsel Tekin'in kayyum olması değildir. Mesele, Özgür Özel'in kendi koltuğunu kaybetme korkusudur. Bu nedenle Tekin'e karşı böylesine sert çıkmakta, onu partiden ihraç ederek bu süreci kontrol altına almaya çalışmaktadır.

CHP'de Taşların Yerinden Oynaması

CHP, belki de tarihinin en kritik kırılma noktalarından birine gelmiştir. Bir tarafta koltuğunu korumak isteyen Özgür Özel, diğer tarafta cumhurbaşkanlığı hedefi için parti içi iktidarı ele geçirmek isteyen Ekrem İmamoğlu… Ve tüm bu hesapların tam ortasında, yılların siyasetçisi Gürsel Tekin.

Bu tablo bize şunu gösteriyor: CHP'de önümüzdeki günlerde taşlar yeniden dizilecek. Mahkeme kararları, kayyum atamaları, kurultay tartışmaları, parti içi ittifaklar… Hepsi, CHP'nin geleceğini ve muhalefet siyasetinin Türkiye'deki seyrini doğrudan etkileyecek.

Son Söz

Tüm bu gelişmelerden çıkarılacak tek bir hakikat vardır: Siyasette mühür kimdeyse, yetki ve güç de ondadır. Bugün CHP İstanbul'un mührü Gürsel Tekin'dedir. Özgür Özel'in bütün itirazlarına, sert söylemlerine, ihraç kararlarına rağmen bu gerçek değişmemektedir.

Özgür Özel'in korkusu aslında kendi koltuğunu kaybetme ihtimalidir. Çünkü İstanbul kongresinin iptali, genel kurultayı tartışmalı hale getirebilir ve bu da doğrudan CHP Genel Merkezi'ne kayyum atanmasının önünü açabilir.

İşte tam da bu noktada o kadim söz bir kez daha kulaklarda yankılanıyor:

"Mühür kimdeyse Süleyman odur."

Ve bugün o mühür Gürsel Tekin'dedir.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Tüm Yazıları

title