Okan Geçgel

Hamza Aydoğdu: Devletin Şefkatli Yüzü, Halkın Gönlündeki Vali

05.09.2025 10:47
Haber Detay Image

Son iki gündür Türkiye'nin gündeminde bir görüntü var ki, izleyen herkesin yüreğine dokundu. O görüntüde yapaylık yoktu, gösteriş yoktu. Sadece samimiyet, sadece içtenlik vardı. O görüntüde bir vali, bir öğretmen, bir öğrenci ve en önemlisi, iyiliğin yüceliği vardı.

Erzincan'da yaşanan bu olay, aslında devlet ile millet arasındaki gönül köprüsünün en somut göstergelerinden biriydi. Hamza Aydoğdu'nun kent meydanında yürüyüş yaptığı sırada karşılaştığı öğretmen Kübra Aydın'ın anlattıkları, bir anne şefkatinin ve bir öğretmenin vefasının özetiydi. Öğrencisi Yunus Emre'nin dramını gözyaşlarıyla dile getirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazanmıştı Yunus Emre. Ne var ki babası üç aydır yoğun bakımda, ailesi maddi zorluklar içinde, yurda ve bursa ihtiyaç duyan bir gençti.

İşte o an Hamza Aydoğdu'nun yaklaşımı, onun nasıl bir vali olduğunu tüm Türkiye'ye gösterdi. Bir makam soğukluğuyla değil, bir baba sıcaklığıyla dinledi Kübra öğretmeni. Ardından hiç vakit kaybetmeden Yunus Emre'yi aradı. "Geçmiş olsun evladım, sen yalnız değilsin" diyerek hem moral verdi hem de öğrencilik hayatı boyunca yanında olacağını, gereken her türlü desteğin sağlanacağını ifade etti.

Devletin Güler Yüzü

Hamza Aydoğdu'nun bu davranışı, aslında devletin vatandaşına nasıl yaklaşması gerektiğinin en güzel örneğiydi. Çünkü insanlar devleti sadece kanunlarla, kurallarla, kurumlarla hatırlamaz. İnsanların gönlünde kalan şey, devletin şefkatli eli ve gülen yüzüdür. İşte Aydoğdu tam da bu yüzü temsil ediyor.

Onu Aksaray Valiliği döneminden tanıyanlar çok iyi bilir. Samimiyeti, içtenliği, halkla kurduğu doğrudan iletişim, vatandaşın sorunlarına anında çözüm üretme iradesiyle tanınır. O dönem de halkın gönlünde iz bırakmış, yaptığı her çalışmayla "devletin makam odalarında değil, halkın kalbinde yer aldığını" göstermişti. Bugün Erzincan'da da aynı anlayışı sürdürüyor.

Hamza Aydoğdu klasik bir vali değil. O, makam odasında dosyalar arasında kaybolan bir bürokrat değil. O, halkın arasında, çarşıda, pazarda, sokakta yürüyen, vatandaşın elini sıkan, dertlerini dinleyen bir gönül insanı. Belki de bu yüzden, onun adı geçtiğinde insanlar sadece bir vali değil, samimi bir dost, şefkatli bir baba, yol gösterici bir ağabey görüyor.

İyiliğin Zincirleme Etkisi

Kübra öğretmenin duyarlılığıyla başlayan süreç, Hamza Aydoğdu'nun hassasiyetiyle birleşti ve ortaya iyiliğin en güzel zinciri çıktı. Öğrencisine sahip çıkan bir öğretmen, onun feryadına kulak veren bir vali ve geleceğe umutla bakan bir genç… Bu üçlü hikâye, Türkiye'nin gündemine taşındı ve milyonlara ilham oldu.

Vali Aydoğdu, sadece telefonda kalmadı. Daha sonra Kübra öğretmenle birlikte Yunus Emre'nin evini de ziyaret etti. Bu ziyaret, aslında devletin gücünü değil, şefkatini gösterdi. O evde verilen mesaj çok açıktı: "Devlet, vatandaşının yanındadır. Dertler paylaşıldıkça azalır, yükler paylaşıldıkça hafifler."

Hamza Aydoğdu'nun Farkı

Her vali görev yapar, her vali hizmet eder. Ama her vali iz bırakmaz. İşte Hamza Aydoğdu'yu farklı kılan da budur. O, görev yaptığı her yerde gönüllere dokunmayı başarmış, insanlarla kurduğu içten bağlarla kalıcı bir iz bırakmıştır.

Onun başarısının sırrı, samimiyetinde saklıdır. Samimiyet, öyle kolay kolay bulunmaz. Makamların çoğu insanı değiştirdiği bir çağda, o samimiyetini korumayı başarmıştır. Ne zaman bir vatandaşın elini sıksa, gözlerinin içine baksa, o samimiyet hissedilir. Ne zaman bir çocuğun başını okşasa, ne zaman bir yaşlının duasını alsa, o samimiyet bütün kalpleri sarar.

Hamza Aydoğdu, halkın valisi olmayı başarmış bir isimdir. Çünkü o biliyor ki, yöneticiliğin en önemli ölçüsü halkın gönlünde yer edinmektir.

Devletin Güven Veren Yüzü

Türkiye'nin her köşesinde nice gençler var. Tıpkı Yunus Emre gibi hayalleri olan, ama maddi zorluklarla boğuşan… İşte onlara umut aşılamak, sadece burs vermek değil, moral vermek, yalnız olmadıklarını hissettirmek çok önemlidir. Hamza Aydoğdu'nun yaptığı da tam olarak buydu. O gence yalnızca maddi destek sözü vermedi; onun yüreğine umut aşıladı, "sen değerlisin" mesajını verdi.

Bu yaklaşım, devletin güven veren yüzüdür. İnsanlar böyle yöneticiler gördükçe, devletin kendilerini sahiplendiğine daha çok inanır. Çünkü asıl güç, kalplere dokunabilmektir.

İyilik Büyür, Samimiyet Kazandırır

Erzincan'da yaşanan bu olay bize bir kez daha şunu hatırlattı: İyilik büyür, samimiyet kazandırır. Kübra öğretmenin samimiyeti, Hamza Aydoğdu'nun içtenliği ve Yunus Emre'nin geleceğe olan umudu birleştiğinde ortaya çıkan tablo, aslında bir milletin en güzel fotoğrafıdır.

Hamza Aydoğdu, Erzincan'da sadece bir vali değil, devletin samimiyetini temsil eden bir gönül elçisidir. Onun varlığı, Erzincan halkına güven veriyor, umut aşılıyor. Onun adı geçtiğinde akıllara resmî yazılar, soğuk protokoller değil; sıcak bir tebessüm, şefkatli bir el, samimi bir yürek geliyor.

Son Söz

Her dönemde devlet adamlarının isimleri anılır. Ama bazı isimler vardır ki, sadece görevleriyle değil, gönüllerde bıraktıkları izlerle hatırlanır. Hamza Aydoğdu işte o isimlerden biridir. Aksaray'da halkın gönlünde taht kurmuş, şimdi Erzincan'da aynı samimiyetle yoluna devam etmektedir.

Onun hikâyesi bize bir gerçeği hatırlatıyor: Devleti güçlü kılan şey sadece yasalar, kurumlar değil; halkın gönlüne dokunan, onların yanında duran yöneticilerdir.

Erzincan'da yaşanan o güzel görüntü, Türkiye'nin dört bir yanında konuşuldu, tartışıldı, örnek gösterildi. Çünkü insanlar bu samimiyete hasret. Çünkü toplum bu şefkatli eli görmek istiyor.

Hamza Aydoğdu, devletin şefkatli yüzüdür. O, halkın valisidir. Ve biliyoruz ki, onun samimi adımları, sadece Erzincan'da değil, tüm Türkiye'de iyiliğin yayılmasına vesile olmaya devam edecektir.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Tüm Yazıları

title