Okan Geçgel

CHP’de İşgal, Halk TV’de Sözcülük

08.09.2025 16:19
Haber Detay Image

Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul İl Başkanlığı önünde son günlerde yaşanan manzaralar, bu ülkenin en köklü siyasi partisini seven, onun tarihî mirasına inanan herkesi derinden üzmektedir. Atatürk'ün kurduğu, Cumhuriyet'i ve demokrasiyi taşıyan ana damar olan CHP, maalesef bugün kendi içinden çıkan çıkarcı grupların elinde kaosun ve rezaletin merkezi haline getirilmiştir.

Gürsel Tekin'in Dönüşü ve "Çağrı Heyeti" Vurgusu

Türkiye'deki bütün haber kanalları, Gürsel Tekin'in CHP İstanbul İl Başkanlığı'na gelişini ve parti binasına girişini canlı yayınladı. Tekin, kameraların önünde yaptığı açıklamada gayet sakin bir şekilde, baba ocağına döndüğünü ifade etti. "Biz kayyum değiliz, çağrı heyetiyiz" diyerek altını çizdi: Buraya partiyi ele geçirmek için değil, çare bulmak için geldik. Partideki sorunları çözmek, barışı sağlamak ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni yeniden halkın partisi haline getirmek için buradayız.

Bu sözler aslında CHP'nin içinde bulunduğu çıkmazı özetliyordu. Çünkü bugün partide yaşanan kargaşanın kaynağı, dışarıdan dayatılan bir güç değil; bizzat içeriden, "CHP biziz" diyerek masaları, sandalyeleri kıran, il binasını tahrip eden anlayışın ta kendisiydi.

Milletvekillerinin Kaos Rolü

Daha vahim olanı ise şudur: Olaylara şahit olduk. Koca koca milletvekilleri, hatta grup başkanvekilleri bile, halkı sükûnete davet edecekleri yerde kaos yaratmaya soyundular. İl binasında, sokakta, kameraların önünde kargaşa çıkardılar, milleti galeyana getirdiler, olaylara bizzat öncülük ettiler. Bu nasıl bir akıldır, nasıl bir siyasettir?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihî misyonunu taşıması gereken milletvekilleri, bugün birer kaos tetikçisine dönüşmüş durumda. Yazıklar olsun! CHP bu şekilde korunmaz. Bu anlayışla ne partiyi ne de demokrasiyi ayakta tutabilirsiniz.

Peki bu milletvekilleri kimin silahşörlüğünü yapıyor? Bunu artık herkes biliyor. CHP'nin içini işgal eden çıkar gruplarının, delege ağalarının, rant çetelerinin tetikçiliğine soyunmuş durumdalar. Kendi seçmenine değil, kendi halkına değil; bir avuç çıkar odağına hizmet ediyorlar.

Son 1,5 Yılda CHP'nin Çöküşü

CHP'nin bu hale gelmesi uzun yılların değil, sadece son 1,5 yılın eseridir. Çünkü bu süre zarfında partinin her köşesinde rüşvetler, delege satın almalar, kumpaslar, oyunlar ve entrikalar yaşandı.

Delegeler para karşılığı pazarlık masalarına oturtuldu. Listeler kumpaslarla şekillendirildi. Adaylar entrikalarla devre dışı bırakıldı. Rüşvet, iltimas, tehdit… Ne ararsanız bu süreçte vardı. İşte CHP'nin bugünkü acınası tablosu bu çürümüş anlayışın eseridir.

Atatürk'ün partisi, halkın partisi olmaktan çıkıp, kişisel hırsların ve siyaset tüccarlarının oyuncağı haline gelmiştir. Bütün bu yozlaşmanın en tepesinde ise Ekrem İmamoğlu ve onun etrafındaki çıkar grupları vardır.

İmamoğlu'nun CHP'yi İşgali

Sonradan CHP'ye katılan, önce belediye başkanı olan, ardından da cumhurbaşkanlığı hevesine kapılan Ekrem İmamoğlu, bugün partiyi işgal eden zihniyetin baş aktörüdür. CHP İstanbul İl Kongresi'nin şaibeli olduğu, bizzat CHP'lilerin şikayetleriyle ortaya konmuş, yönetim görevden alınmış ve yerine Gürsel Tekin çağrı heyetinin bir üyesi olarak gelmiştir.

Bu sürecin adı açıktır: CHP, işgal altındadır. CHP'yi CHP yapan değerler değil, rant uğruna mevzilenmiş gruplar hüküm sürmektedir.

Halk TV Gerçeği: Sözcülük ve İstanbulluların Cebi

Burada bir noktayı ayrıca vurgulamak gerekiyor: Halk TV gerçeği…

Bugün ekranlara baktığınızda, diğer televizyonların canlı yayınladığı görüntülerin tam tersinin anlatıldığını görüyorsunuz. Çünkü Halk TV artık gazetecilik yapmıyor, İmamoğlu'nun sözcülüğünü yapıyor.

Ve işin daha acı tarafı şudur: Halk TV'yi besleyen kaynaklar Ekrem İmamoğlu'nun kendi cebinden değil, İstanbulluların cebinden çıkıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kaynakları, belediye bütçesi üzerinden bu kanala aktarılıyor. Yani halkın vergileri, İstanbulluların alın teri, bir siyasetçinin propaganda aygıtına harcanıyor.

Muhalif kanal süsü verilen Halk TV, aslında bir siyasi figürün reklam merkezi haline gelmiştir. Bunu artık herkesin görmesi gerekir.

CHP'nin Tarihî Misyonu ve Bugünkü Çelişki

Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin tarihî mirasıdır. Cumhuriyet'in, demokrasinin, halkın partisi olarak kuruldu. Atatürk'ün çizdiği yol, halka hizmetin yoluydu.

Ama bugün geldiğimiz noktada, CHP'nin tarihî misyonu ile bugünkü yapısı arasında uçurum vardır. Rüşvetin, kumpasların, entrikaların kol gezdiği bir CHP; Atatürk'ün partisi olamaz. Milletvekillerinin tetikçi, televizyon kanallarının sözcü, delegelerin pazarlık malzemesi olduğu bir CHP; halkın partisi olamaz.

Gürsel Tekin ve Çağrı Heyetinin Önemi

İşte bu nedenle Gürsel Tekin'in sözleri önemlidir. "Biz kayyum değiliz, çağrı heyetiyiz" diyerek, partiyi toparlamaya, çare bulmaya talip olduklarını ilan etti.

Bu açıklama, CHP'nin gerçek evlatlarının hâlâ var olduğunun, hâlâ mücadele ettiğinin işaretidir. Tekin'in baba ocağına dönüşü, partiyi yeniden aslına döndürmek için bir fırsattır. Ancak bunun gerçekleşmesi için gerçek CHP'lilerin, Atatürk'ün yolunda yürüyenlerin ayağa kalkması gerekir.

Gerçek CHP'lilere Çağrı

Buradan açıkça sesleniyorum: Gerçek CHP'liler, bu işgali daha ne kadar seyredeceksiniz? Atatürk'ün partisi, rüşvetle, entrikayla, kumpasla kirletilirken daha ne kadar susacaksınız?

Halkın parasının medya şovlarına, propaganda kanallarına peşkeş çekilmesine daha ne kadar göz yumacaksınız?

Cumhuriyet Halk Partisi sizin mirasınız, sizin ocağınızdır. Bu partiyi birkaç kişinin hırsına, ihtirasına, koltuk sevdasına bırakmayın.

Sonuç: CHP Ya Kurtulacak Ya da Çökecek

Bugün geldiğimiz noktada CHP'nin önünde iki yol vardır:

Ya yeniden halkın partisi olacak, Atatürk'ün yoluna dönecek…

Ya da çıkar gruplarının oyuncağı olarak çürüyecek.

Cumhuriyet Halk Partisi, halkın partisi olmaktan çıkıp kişisel ihtirasların ve medya aparatlarının oyuncağı olamaz. Eğer gerçek CHP'liler ayağa kalkmazsa, bu çınar kendi evlatlarının değil, çıkarcıların gölgesinde çürümeye devam edecektir.

Kalın Sağlıcakla...

Yazarın Tüm Yazıları

title