Hani şu, Irvıng D. Yalom'un eseriyle ağladığında tanıdığımız ünlü bir Alman filozof var: Friedrich Wilhelm Nietzsche, taşı gediğine soktu dediğim bir sözü var:
Toplumları cehaletten modern bir eğitim kurtarır. Eğitim seviyesi düşük milletler cehalet tuzağına düşer. Cahil milletlerde demokrasinin olmasının hiçbir faydası yoktur. Çünkü cahil halklar genellikle kendilerini para, iş, vatan ve din gibi unsurlarla kandıranlara oy verirler.
Modern eğitim nedir, nasıldır bir yana, yukarıdaki iddianın sağlaması nasıl kandırıldığımızın örnekleri de diğer yana, gelin cehaletimizi ölçebilecek en somut veriyi konuşalım.
2024 verilerine göre Türkiye'de okuma yazma bilenlerin oranı % 99,2. Vay be dimi ama.
Peki okuma yazma bildiği halde okumayıp yazmayanların oranı kaç dersiniz?
Bakın TÜİK'in 2023 yılında 15 yaş ve üstüyle yaptığı bir araştırmaya göre, son bir yıl içerisinde hiç kitap okumadım diyenlerin oranı %69. Geriye ne kaldı %31 en az bir kitap okuduğunu söyleyenler.
Bunların içerisinde utanıp da yalan söyleyenleri çıkarsanız ki artık eskisi gibi utanılmıyor da hiç okumamış olmaktan, geriye ne kalır.
Ha birçoğuna sorsanız okumaya gerek yok der size. Google'ı, sosyal ağları, şimdi de yapay zekası derken ne gerek var iki değerli düşünceyi bulmak için sayfalarca kitabı yalamanın.
Cehaletimizle mutluyuz, huzurumuzu bozma, keyfimizi kaçırma.
Hiç parayla kandırılacak şansımız olmadıysa da karın tokluğuna bile olsa, bir işle kandırılmışlığımız çoktur.
Hele bir de son ikisi var ki aç da olsak çulsuz da kalsak mevzu vatan olunca gerisi teferruattır deyip kendimizi slogan atarken, sokakları arşınlarken buluruz.
Din dedin mi bir de bizden imanlısı yok, kimse bizi dinimiz, kitabımız, peygamberimiz ve imanımızla sınamaya kalkmasın.
Haksız değil Nietzsche; bizi demokrasi bile kurtarmaz bizde bu kafa oldukça yürümeye devam ederiz bizi güden çobanların peşinden.
Ama haksız olduğu şu ki modern eğitim de kurtaramaz bizi. Neden derseniz, eğitim kurumları bizi güdenlerin elinde şekillendikçe işimiz zor.
Hem de çok zor.