Çin Devlet Başkanı Cinping ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında şaka kıvamında geçen bir konuşma insanlık tarihinin, ölümsüzlük konusundaki çalışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Her ne kadar söz konusu konuşmanın şaka olduğu söylense de konuşmanın özneleri Çin ve Rusya gibi iki küresel gücün liderleri olunca insan sormadan edemiyor: Organ nakli ile ölümsüzlük mümkün mü?
Ölümsüzlük değilse bile bugünün koşullarında ömrü uzatmak mümkün görünüyor. Peki ne pahasına? Sorulması gereken asıl soru budur.
En son okumaktan büyük keyif aldığım bir kitaptan ve o kitapta yer alan ölümsüzlükle ilgili birçoğumuzun ıskaladığı ve farkına varamadığı birkaç görüşten bahsetmek istiyorum.
Güney Koreli Alman vatandaşı Byung-Chul Han, Palyatif Toplum(Günümüzde Acı) adlı eserinde, yakın zamanda yaşadığımız pandemide covid virüsünün kendimizi ve toplumu anlamak adına iyi bir gösterge olduğuna vurgu yapar. En temel gayenin hayatta kalmak olarak mutlaklaştırıldığını, bütün güç ve enerjimizi, hemen yanı başımıza demir atmış ölümün bizi nasıl huzursuz ettiğini anlatır.
Bu gayet olağandır aslında. Kim ölümle yüzleşip de huzursuz olmaz ki?
Han, işte bu huzursuzluğun, insanı ne pahasına olursa olsun hayatı uzatma çabasına ittiğini ve hayatı yaşanır kılan ne varsa hepsini, hayatta kalma uğruna seve seve feda ettirdiğini söyler.
İşte buna olağan demek pek mümkün gözükmüyor. Çünkü bu durum bizi, ölmemek için yaşayan ölülere çevirdi hepimizi.
En sevdiklerimizle aramıza aşılmaz bir mesafe koydu. Birçoğunu en sevdiklerimizi bile, ölüme yalnız göndermedik mi?
Ölüm korkusu ve hayatı sürdürme çabası bizi birer zombiye çevirdi desek yeridir.
Cinping ve Putin arasında geçen, organ nakli ve ölümsüzlük konusundaki konuşma, beraberinde birçok tartışmayı getirdi. Tartışmalar daha da süreceğe benziyor.
Aslında ölümsüzlük mü diye düşünmeden hepimizin hevesle atlayacağı bu tuzağa düşmeyin derim ben.
Size bahşedilen hayatın ne kadarını nasıl yaşadınız bunu düşünün derim. Hayatınızın ve çektiklerinizin sürdürülmeye değer olduğunu düşünmüyorsunuz herhalde.
Şöyle önce küresel ölçekte, sonra ulusal, biraz daha yerel, az daha daraltın çemberi. Çevrenizde yaşanan ve sizin bazılarının nesnesi olduğunuz olaylara katliamlara, ahlaksızlıklara bakın..
Ortalama 80 yılını nasıl tüketeceğinizi bilmeden, size bir o kadar daha zaman tanındığını varsayın.. Emin olun çekilir dert değil.
Ki edebiyatta ölümsüzlüğün ödül değil ceza olduğuna ilişkin çok eser var. Bir kaçını okuduğunuzda
Yaşasın ölüm diye hayatın anlamına kavuşacağınızı düşünüyorum.