İstanbul Bahçelievler'de yaşanan hadiseyi ve kadına uygulanan şiddeti savunanlar çıkıyor. Em sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Hiçbir gerekçe bu ve benzeri hiçbir şiddeti meşrulaştıramaz.
Her neye inanıyor ya da yaşama hangi pencereden bakıp hangi ideoloji ya da dinle yorumluyor olursanız olun bu hadise ve o kadına uygulanan şiddet size fayda sağlamaz.
Muhafazakâr bir dindar olduğunuzu varsayalım ki bu kadına uygulanan şiddeti, hep onlar bize yaptı, başörtülerimizi başımızdan çekip bize fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladılar, diyebilir ve bunu yani rahat giyinen bir kadına uygulanan şiddeti, onun rövanşı olarak görebilirsiniz. Peki bu olay size ve inandıklarınıza hizmet mi eder yoksa inandıklarınızı mı kirletir?
Elbette ki sizi dibine kadar kirletir hem de ötekinin çamuruyla kirletir.
Yıllarca karşı durduğunuz o haksızlıkları, bu hadiseyle meşrulaştırmış olmayacak mısınız? Tabiri caizse bu sizi düşmanınıza benzetmiş olmayacak mı?
Yeterince kutuplaştırılmış bu toplumda, bu ve benzeri olaylar o kutuplarımızı daha da derinleştirip, içinde birbirimizi boğazlayacağımız kör dehlizlere dönüştürmeyecek mi?
Kadına o şiddeti uygulayan başörtülü kadının, başörtüsünü biri çekip onu yerde sürüklemeye kalktığında, onu eleştirmeye yüzünüz olacak mı? Size demeyecekler mi ama aynısını siz de yaptınız.
Neye inanıyor ya da hangi ahlak üzerine yaşıyor ya da yaşamaya çalışıyorsanız, bu hadise düşmanın ahlakı ya da ahlaksızlığıyla hakkından feragat etmek değil mi?
Birbirimizle yaşamayı öğrenmedik, öğrenmeyeceğiz. Belli ki gücü eline alan ya da devleti arkasında gören, kendisinden farklı olana, daha önce, tıpkı kendisine uygulandığı gibi şiddeti uygulamaya devam edecek.
Farkından ötürü yadırgadığımızın, şiddet ve silahlarını kullanacağız. Bir zamanlar o silah ve şiddetle vurulduğumuzda çektiğimiz acıyı hatırlamadan, empati kurmadan, anlamaya çalışmadan.
Nerde okuduğumu hatırlamıyorum ama şöyle bir söz vardı: Katlanamayacağınız bir acıya başka birinin tahammül etmesini istemeyin.
Biraz daha empati, biraz daha anlayış, biraz daha hoşgörü.
