Okullar açıldı açılıyor. Atları yarış pistine koşar gibi çocuklarımızı yine birbiriyle kapıştırmaya, eğitim kafeslerinde birbirleriyle kapıştırmaya bıraktığımız yerden devam edeceğiz.
Hiç düşündünüz mü oğlunuz için ne istiyorsunuz ve ne istediğinizi biliyor da ifade edebiliyor musunuz? İstediklerinizi ifade edebiliyor ama muhatabınızın sizi doğru anladığını düşünüyor musunuz?
Hadi siz biliyor, ifade edebiliyor, eğitimciler de sizi doğru anlayabildi diyelim. O liyakata ve imkana sahipler mi?
Ama yok konforunuzu bozmak huzurunuzu kaçırmak başınızı ağrıtmak istemiyorsanız yukarda söylediklerimin hepsini unutun.
Size ezberlettirilen düzenin ve size biçilen rollerin o dayanılmaz konforundan hiç çıkmayın. Ağrımayan başınızı hiç ağrıtmaya lüzum yok değil mi ama.
Kimin sözü hatırlamıyorum ama "Bilmek yanmaktır" diyordu. Kaç gönüllü vardır yanmaya bilginin o ateşinde kavrulmaya.
Okullar açılıyor. Artık sadece o özgür körpe zihinlerini değil bedenlerini de formal bir şekle sıkıştırıp, sırtlarında ağırlıklarına yakın bir yükle okula göndereceğiz birkaç gün sonra.
Yarın Okul öncesi ve 1. Sınıflar başlıyor derslere. Bir hafta sonra diğer tüm kademelerdeki öğrenciler. Devlet okullarında bu sene öğretmen de seçmenize izin verilmedi ama parası olanlar okulu da öğretmeni parasının gücüyle seçebildi.
Öğrencileri sıraya dizip; o piti piti yapmadılar, karemela sepetine koymadılar ama kurayla sınıflara ve öğretmenlere pay edildi öğrenciler.
Çocuklarınızın özellikle ilkokul çağında olanların, hamuru bu kadar yumuşakken kimin parmakları arasında şekillenip sertleşeceğine ve gelecekte neye benzeyeceğine dair siz değil paranız ya da kuranız belirleyici olacak.
Buna rağmen pes etmeyin derim. Gidin ve öğretmenleriyle tanışın ne istediğinizi konuşun, biliyorsanız tabi, ve anlıyorsa öğretmeni tabi ve yapabiliyorsa elbette.
Ama siz pes etmeyin. Bakın güzel bir örnek hatırlatayım size. Belki bir çoğunuz okumuştur ama yine de hatırlatayım.
Amerika'nın 1861'deki 16. Başkanı Abraham Lincoln, oğlunun öğretmenine bir mektup yazıyor. İşte o mektubun içeriğini okumanızı tavsiye ediyorum.
Kısa bir bölümünü burada sizinle paylaşmak isterim:
"Oğlumu size emanet ederken bu mektubu size önemli olduğu kanısıyla yazmayı uygun buldum, öğrenmesi çok önemli biliyorum.
Bütün insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğretin ona, her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık, kendini ülkesine adamış bir lider de mutlaka vardır.
Her düşmana, karşılık: Bir dost, olduğunu da öğretin ona! Zaman alacak biliyorum ama eğer öğretebilirseniz ona kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğretin, Kaybetmeyi öğrenmesini de öğretin ona, ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.
Kıskançlıktan uzaklara yöneltin onu."