Bülent Ersoy geçtiğimiz günlerde sosyal medyada öyle bir paylaşım yaptı ki, hem müzik dünyasında hem de magazin kulislerinde fırtına koptu. İsim vermeden ama hedefin kim olduğu az çok tahmin edilebilecek şekilde, playback yapan "büyük isimlere" veryansın etti.
"Ey okuyamayanlar, sesini kaybetmiş olanlar… Sizi gidi yalancılar, sizi! Öyle ağız oynatarak halkı kandıramazsınız" diye başlayan bu sert çıkış, "Nitekim geçenlerde aldığım bir habere göre…" diye devam ediyor. Ersoy, duyduğuna göre, çok ünlü bir sanatçının sahnede playback yapması üzerine seyircinin salonu terk ettiğini aktarıyor. Sonrasında ise malum tokat metaforu geliyor;" Antalya Açıkhava konserimde de yeniden hepinize tokatı bastım. Çünkü ben, zaferlerin kadınıyım!" Neydi şu söz? "Oldu, gözlerim doldu"
Evet, playback yapmak bir sanatçının canlı performans iddiasını yerle bir eder. Seyirci, biletini bir CD dinlemek için değil, sanatçının nefesini, duygusunu ve anlık kusurlarını bile duymak için alır. Bu konuda Ersoy'a hak vermemek elde değil. Ancak mesele burada bitmiyor…
Çünkü Bülent Hanım sahnede elbette güçlüdür ama eleştirdiği bazı özelliklerin farklı versiyonları kendisinde de var. Mesela, "Sende bağırarak söylüyorsun, bu da şarkı söylemek değil" diyenler az değil. (Bende bu grubun içindeyim ve üstelik ben tahammül edemeyenler listesinde başı çekerim.) O okları hedef gösterdiği Ajda Pekkan'ın en azından şarkılarını anlayıp eşlik edebiliyoruz. Enerjisi enerji veriyor. Müziğin gücü sadece yüksek seste değil, yorumda ve nüanslarda saklıdır. Bağırmak, güçlü söylemekten farklıdır; biri göğsü yorar, diğeri kalbi doldurur.
Bir de şu dil meselesi var… Ersoy, konuşmalarında kimi zaman öyle süslü ve kimsenin anlamadığı Osmanlıca kökenli kelimeler kullanıyor ki, (hoş bazen Osmanlıca olduğu konusunda şüphelerim var) dinleyenler "Türkçeyi katlediyor" diye eleştiriyor. Bende böyle düşünüyorum, özellikle bu dilin eğitimini veren ve bu konuda fazla hassas olan biri olarak. Elbette zengin bir kelime dağarcığı kıymetlidir; fakat anlaşılmaz bir dil, sanatçının halkla arasına görünmez bir duvar örer. Hele ki bu sanatçı "sahnesiyle tokat attığını" söylüyorsa, önce halkın anlayacağı dili konuşmalıdır.
Playback yapanlara karşı dik durmak, sahne namusunu savunmak önemli. Ama eleştirdiğin kişilerle bazı yönlerden benziyorsan, onlara attığını söylediğin tokat biraz havada kalır. İşte bu yüzden, "tokadı bastım" dediğinde bazıları sadece bağırmanı duyuyor, şarkını değil.