Türkiye'nin "İmparator"u… Sahnelerin gür sesi, memleketin düğünlerinde, televizyon ekranlarında, kasetçalarlarında yankılanmış bir isim "İbrahim Tatlıses". Şarkıları hâlâ çalınır, sesi hâlâ tanınır. Ama ne yazık ki, bazı sözleri duyunca insanın aklına şu soru geliyor... "Efsane olmak, her cümlenin de efsane olmasını garantiler mi?"
Geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda söylediği şu cümleye kulak verelim;
"Torun falan deme, genç kızlar kaçıyor."
Vallahi bravo… 2025 yılında hâlâ 1970 model "kadın-erkek ilişkileri" kılavuzunu açıp ders verir gibi konuşmak… Bu bir yetenek ister.
İlk duyulduğunda belki "şaka yapıyor" diye düşünmek istiyorsun. Evet hala da şaka yapıyor diyorum. Ama bu şaka içine sinmiyor. Çünkü bu cümle, sadece bireysel bir espri değil; yılların "gazino mantığını" 2025'e taşıyan bir kültürel problem.
Buradaki asıl mesele, yaşlı birinin flört etmesi değil. İnsan, hangi yaşta olursa olsun aşk yaşayabilir, hoşlanabilir, karşılıklı rıza çerçevesinde yeni ilişkiler kurabilir. Sorun, bu aşk arayışının hâlâ "genç kız" klişesine bağlanması ve bunun üzerine erkeklerin yaşını bir "pazarlama stratejisi" gibi yönetmesi.
Mesele, yaşını saklayıp hâlâ "genç kız" avcılığı yapmanın kendini hâlâ cazip kılacağını sanmak. Bu, eski model bir çapkınlık algoritması. Üstelik hem fosil hem de hatalı çalışıyor.
Çünkü bu cümlede gizli mesaj şu; "Kadın gençse kıymetlidir. Erkek kaç yaşında olursa olsun "hak sahibi"dir. Torun, flört piyasasında el freni görevi görür; saklamak gerekir."
Ah be İmparator… Şarkılarında "sevda" dedin, "gönül" dedin, "yar" dedin; ama aşka bakışın hâlâ "ehliyetim var, genç kız kullanırım" kafasında. Torun dediğin şey hayatın şeref madalyasıdır. Sen o madalyayı saklayıp, diploması olmayan bir cazibe yarışına girmeye çalışıyorsun.
İmparator'un şarkıları gibi sözleri de kalıcı olabilirdi, ama bunun için zamana uygun, kapsayıcı, saygılı bir dil gerekirdi. Bazı şarkılar yıllandıkça güzelleşir; bazı cümleler ise yıllandıkça bozulur.
Ayrıca "genç kız" ifadesinin kendisi de sorunlu. Kadınları yaşlarına göre etiketlemek, sanki tek kimlikleri yaş ve cinsiyetmiş gibi davranmak… Bu, geçmişten gelen bir dil. 2025'te hâlâ aynı kalıplarla konuşmak, sosyal medya dilinde "cringe" kategorisine giriyor.
Üstelik kimse genç kızların neden kaçtığını doğru yorumlamıyor. Belki de torun lafından değil, torunun yaşında kadınlara yönelme isteğinden, 40-50 yaş farkını hâlâ "normal" sanmaktan, ilişkileri eşitlik yerine güç dengesi üzerine kuran anlayıştan kaçıyorlardır. Bir de şu "genç kız" ifadesinin kendisinden… Sanki kadınlar yaşlandıkça varlık lisansları iptal oluyormuş gibi.
Erkek yaşlanınca "tecrübeli bey", kadın yaşlanınca "teyze"… Bu memleketin en haksız etiketi. Ve sen de o etiketi hâlâ cilalayıp kullanıyorsun.
Bence torun lafını değil, bu lafı sakla. Çünkü torunundan utanmak değil, bu sözden utanmak lazım. Zaten genç kızlar torundan değil, bu zihniyetten kaçıyor. Hem de koşarak…
Sevgili İbo, İbrahim Tatlıses, imparator (hangisini beğenirsen) tercih et.
Sana son bir dip not vereyim. Torunu saklayarak yakışıklı olunmaz be abi, ama bu kafayı saklarsan belki hâlâ imparator kalırsın.