Almula Merter Churm

“Fısıltılar, Fotoğraflar ve Fırtınalar”

11.08.2025 23:31
Haber Detay Image

Magazin dünyasında ilişkiler, kameraya gülümsemekle değil, perde arkasındaki sessizlikle ölçülür. Kameralar önünde gülümseyen çiftlerin, o gülüşün arkasında kaç tartışma, kaç kırgınlık sakladığını kimse bilmez. Son günlerde bu denklemde başrol, oyuncu Berk Oktay'a düşmüş durumda.

Adı, sadece dizilerdeki romantik sahnelerle değil; sosyal medyada dolaşan iddialar, eski defterler ve imalı paylaşımlarla da anılıyor. Bir bakıyorsunuz Antalya'nın sıcak kumlarında bir "mutluluk pozu" paylaşıyor, bir bakıyorsunuz kulislerde "Seni çok özledim" mesajı konuşuluyor. İki kare arasındaki mesafe bazen bin kilometreden daha uzak olabiliyor.

Dedikodu dediğimiz şey, asla tek bir olayla başlamaz. Önce ufak bir söylenti çıkar, sonra eski defterler açılır, ardından üçüncü kişiler sahneye girer. Berk Oktay meselesinde de tablo tam olarak böyle: Eski eş Merve Şarapçıoğlu'nun "Beni onunla aldattı" sözleri yeniden gündeme gelirken, sunucu Tuğçe Aral'ın "Eşi hamileyken taciz mesajı attı" iddiası adeta yangına benzin oldu. Ve tabii, Gülsim Ali'nin eski sevgilisi Durul Bazan'ın sosyal medyadaki "Kendinden utanmayan…" göndermesi de cabası.

Bunlar bir araya gelince ortaya öyle bir senaryo çıkıyor ki, televizyon dizilerinde görsek "abartılı" deriz. Ama gerçek hayatın senaryosu, çoğu zaman en acımasız olanıdır.

Tüm bu fısıltılar arasında çiftimiz, sahillerden gülümseyen kareler paylaştı. Belki "Bakın, aramızda hiçbir sorun yok" demek istediler. Fakat sosyal medya çağında böyle hamleler, ateşe su dökmek yerine dumanı daha görünür kılar. İnsanlar karelerin güzelliğine değil, karelerin neden bu kadar aceleyle servis edildiğine odaklanır. Çünkü izleyici bilir: Gerçek mutluluk, savunma yapma ihtiyacı hissetmez.

Eskiden bu tarz hikâyeler kahve köşelerinde konuşulur, belki üç gün içinde unutulurdu. Şimdi ise bir iddia, saniyeler içinde binlerce kişinin diline düşüyor. Eski röportajlar bulunuyor, yıllar öncesinden videolar tekrar gündeme getiriliyor, herkes kendi çapında dedektif kesiliyor. Bu yüzden günümüzde bir ünlünün özel hayatındaki sızıntı, sel felaketinden daha hızlı yayılıyor.

Gerçeği kim biliyor? Muhtemelen sadece taraflar. Biz izleyiciler, elimizdeki parçaları birleştirip kendi düşündüğümüz hikâyeyi yazıyoruz. Belki bazı parçalar eksik, belki bazıları yanlış. Ama magazin dünyası böyle işliyor; boşlukları hayal gücü dolduruyor.

Kamera ışığı her zaman en parlak yüzü gösterir, ama o ışığın arkasında kim bilir neler yaşanır… Bazen gülüşler rol icabıdır, bazen de gerçektir. Hangisinin hangisi olduğunu anlamak için, zamanın filtresinden geçmesini beklemek gerekir. Çünkü zaman, magazinin en acımasız ama en dürüst hakemidir.

Ve magazini iyi takip edenler iyi bilir, magazin dünyasında "asıl gerçek" çoğu zaman son perde kapanırken ortaya çıkar. O ana kadar herkes rolünü oynar, repliklerini söyler, sahneler çekilir. Ama kuliste konuşulanlar, seyircinin aklında kalır.

Belki bir gün bu hikâyenin gerçeklerini, tüm detaylarıyla duyacağız. Belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Ama emin olun, o zamana kadar bu dedikodu kazanı kaynamaya devam edecek. Çünkü şöhret dünyasında aşk da, kriz de, dedikodu da asla ölmez, sadece zaman zaman kostüm değiştirir.

Yazarın Tüm Yazıları

title