Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'tan Mevlit Kandili Mesajı
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Mevlit Kandili dolayısıyla yaptığı açıklamada, Hz. Muhammed'in kutlu mirasına dikkate çekerek insanlığın hidayeti için bu mirasa sarılmanın önemini vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Mevlit Kandili dolayısıyla paylaştığı mesajında, "Aziz milletimizin ve İslam aleminin Mevlit Gecesi'ni tebrik ediyor, Veladet-i Nebi'nin Müslümanların vahdetine ve insanlığın hidayetine vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Hz. Muhammed (Sallalahü teala aleyhi ve sellem)'in dünyaya gelişinin 1500'üncü yılında yayımladığı Mevlid-i Nebi mesajında milletin ve İslam aleminin Mevlit Gecesi'nin tebrik etti. Aynı zamanda Erbaş, insanlığın kurtuluşunun ancak Allah Resulünün kutlu mirasına sımsıkı sarılmakla mümkün olacağını vurguladı.
"Peygamber Efendimiz, insanlığın ufkuna bir güneş gibi doğmuştur"
Mevlid Gecesi'ni milletin, İslam aleminin ve tüm insanlık için hayırlara vesile eylemesini belirten Erbaş, "Veladet-i Nebi'nin insanlık için taşıdığı anlam ve önemi hakkıyla kavramayı bizlere nasip eylesin. Resul-i Ekrem Efendimiz, Allah'ın insanlığa en büyük lütfu ve ikramıdır. İlahi rahmetin en büyük tecellisi, nübüvvet silsilesinin son temsilcisidir. O, insanlığın iftihar abidesi, yeryüzünün en nadidesidir. Cenab-ı Hak, 'Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik' fermanıyla onun insanlık için ifade ettiği büyük manaya dikkat çekmektedir. 'İçlerinden, kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki onlar önceleri apaçık bir sapıklık içindeydiler' ayetiyle onun ilahi bir ihsan olduğunu beyan etmektedir. Nitekim cehaletin ve zulmün hayatı kuşattığı, insanlığın istikametini kaybettiği karanlık bir dönemde, Peygamber Efendimiz, insanlığın ufkuna bir güneş gibi doğmuştur. Onun gelişiyle insanlık hidayet ve istikamet bulmuştur. Zulmetin, nefretin ve şiddetin kavurucu ateşiyle çoraklaşan ruhlar, onun adalet, merhamet ve muhabbetiyle yeniden hayat bulmuştur" ifadelerini kullandı.
"İnsanlık zor ve çetin bir süreçten geçmektedir"
Dünyanın yeniden bir cahiliye girdabına doğru sürüklendiğine değinen Erbaş, "İnsanlık zor ve çetin bir süreçten geçmektedir. Dünyanın birçok yerinde vicdanları sızlatan trajediler, işgaller, savaşlar, katliamlar, insanlara hayatı zindan etmektedir. Bu süreç, bütün insanlığı olumsuz etkilemekte; her alanda bir anlam ve değer erozyonu yaşanmaktadır. Ne yazık ki insani değerlerin, ahlaki erdemlerin ve manevi hasletlerin alabildiğine örselendiği; dünyevileşme girdabında bireysel ve toplumsal sorunların insanlığı çepeçevre kuşattığı bir zamanı yaşıyoruz. Hiç şüphesiz insanlığın bu buhrandan kurtuluşu, ancak Allah Resulünün kutlu mirasına sımsıkı tutunmakla ve madde ile mana, dünya ile ahiret arasında denge kuran mesajlarını benimsemekle mümkün olacaktır. Esasen bu Müslümanların uhdesindeki bir sorumluluktur. Onun için 'ben Müslümanım' diyen her fert, Peygamber Efendimizin Kur'an'la yoğrulan ahlakını, merhametle vücut bulan adaletini, liyakatle ayakta duran yönetim anlayışını ve insana insan olduğu için değer veren yaklaşımını hayatının vazgeçilmezi kılmak zorundadır" açıklamasında bulundu.
"Aziz milletimizin ve İslam aleminin Mevlit Gecesi'ni tebrik ediyorum"
Erbaş, aynı zamanda mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Her Müslüman, Allah Resulünün söz, fiil ve tavırlarını, aile hayatından toplumsal ilişkilerine, akrabalık bağlarından komşuluk hukukuna, iş ortamından çalışma düzenine, kısacası her zaman ve her yerde temel hedef ve odak noktası yapmak durumundadır. Müslümanlar, sadece bireysel ahlakı değil; toplumsal vicdanı da Resulüllahın örnekliğinde inşa etmek mecburiyetindedir. Zira Peygamber Efendimizin hayatı, insanın varoluş gayesinin pratiğe dökülmüş, kemale ermiş halidir. Bu itibarla o kutlu Nebiye ümmet olma bahtiyarlığına erenler olarak 1500'üncü yılını idrak ettiğimiz Veladet-i Nebiyi, başta kendimiz, ailemiz, ümmet varlığımız olmak üzere bütün insanlık için bir tefekkür vesilesi kılmalıyız. Rabbimize, kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımız ekseninde hayatımızın kapsamlı bir muhasebesini yapmalıyız. Söz, tutum ve davranışlarımızı Kur'an-ı Kerim ve sünnet-i seniyye çerçevesinde gözden geçirerek yaşantımızın her anında duruşumuzu imanımıza şahit kılmanın gayreti içinde olmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle, aziz milletimizin ve İslam aleminin Mevlit Gecesi'ni tebrik ediyor, Veladet-i Nebi'nin Müslümanların vahdetine ve insanlığın hidayetine vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum." - ANKARA