Unicef: Dünyada obez çocuk sayısı, ilk kez düşük kilolulardan daha fazla

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (Unicef) tarafından yapılan araştırma, dünyada ilk kez obez çocuk sayısının düşük kilolu çocuk sayısından fazla olduğunu ortaya koydu.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (Unicef) tarafından yapılan araştırma, dünyada ilk kez obez çocuk sayısının düşük kilolu çocuk sayısından fazla olduğunu ortaya koydu.
Beş ila 19 yaş arasındaki her 10 kişiden birinin - yaklaşık 188 milyon çocuk ve gencin - obeziteden etkilendiği düşünülüyor.
Araştırmacılar nedeninin, geleneksel gıdalardan nispeten ucuz ve yüksek kalorili aşırı işlenmiş gıdalara ağırlık veren beslenme biçiminin yaygınlaşması olduğunu düşünüyor.
Unicef, hükümetleri çocukları sağlıksız gıdalardan korumaya ve aşırı işlenmiş gıda endüstrisinin siyasi kararlara müdahale etmesini engellemeye çağırıyor.
Aşırı kilolu ve yetersiz beslenmiş
Sağlık uzmanları eskiden yetersiz beslenen çocuklardan söz ettiklerinde, bu genellikle düşük kilolu çocuklar olarak anlaşılırdı.
Artık bu geçerliliğini yitirdi - bu ifade artık obezitenin çocukların sağlığı ve gelişimi üzerindeki etkisini de anlatıyor. Yoksul ülkelerde bile bu artık bir endişe kaynağı.
Çocuklar yaşlarına, cinsiyetlerine ve boylarına göre sağlıklı bir kilodan önemli ölçüde daha ağır olduklarında aşırı kilolu olarak kabul ediliyor.
Obezite, ciddi boyutta aşırı kilolu olma anlamına geliyor ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde tip-2 diyabet, kardiyovasküler hastalık ve bazı kanser tipleri için daha yüksek risk taşımakla ilişkilendiriliyor.
Çocukluk dönemi boyunca, bol miktarda meyve, sebze ve protein içeren iyi beslenme, büyüme, bilişsel gelişim ve zihinsel sağlık açısından hayati bir rol oynuyor.
Ancak birçok geleneksel beslenme tipi, genellikle şeker, nişasta, tuz, sağlıksız yağlar ve katkı maddeleri bakımından yüksek olan aşırı işlenmiş gıdalarla yer değiştirmekte.
Unicef İcra Direktörü Catherine Russell obezitenin yarattığı zorlukların hafife alınmaması gerektiğini söylüyor.
Russell, bunun çocukların sağlığını ve gelişimini etkileyebileceğini ve bu "endişenin giderek arttığını" belirtiyor.
Her 10 kişiden biri artık obez
Aşırı zayıflık ve bodurluk şeklinde kendini gösterebilen yetersiz beslenme, düşük ve orta gelirli pek çok ülkedeki beş yaş altı çocuklarda önemli bir sorun olmaya devam ediyor.
Ancak Unicef'in 190'dan fazla ülkenin verilerinden yararlanarak hazırladığı son veriler, beş ila 19 yaş arası düşük kilolu çocukların yaygınlığının 2000 yılından bu yana azalarak yaklaşık %13'ten %9,2'ye gerilediğini ortaya koydu.
Obezite oranları ise %3'ten %9,4'e yükseldi; bu da neredeyse her 10 çocuktan birinin obez olduğu anlamına geliyor.
Obezleri de içeren aşırı kilolu çocukların sayısı da arttı; öyle ki artık okul çağındaki her beş çocuk ve ergenden biri aşırı kilolu.
Araştırmanın tahminlerine göre, bu rakam dünya genelinde yaklaşık 391 milyon çocuk anlamına geliyor.
Sahra altı Afrika ve Güney Asya hariç, dünyanın tüm bölgelerinde obezite artık düşük kilolu olmaktan daha yaygın.
Çocuklar ve gençler arasında en yüksek obezite oranları Niue (%38), Cook Adaları (%37) ve Nauru (%33) gibi bazı Pasifik ada devletlerinde görülüyor.
Ancak birçok yüksek gelirli ülke de ciddi bir obezite sorunuyla karşı karşıya. Şili'de beş ila 19 yaş arası gençlerin %27'si, ABD'de %21'i ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde %21'i obez.
Unicef'ten Catherine Russell şunları söylüyor:
"Birçok ülkede yetersiz beslenmenin her iki etkisini de görüyoruz - bodurluk ve obezite.
"Bu, hedefe yönelik müdahaleler gerektiriyor.
"Büyüme ve gelişimlerini desteklemek için her çocuğa besleyici ve uygun fiyatlı gıda sağlanmalı.
"Ebeveynlerin ve bakıcıların çocukları için besleyici ve sağlıklı gıdalara erişimini destekleyen politikalara acilen ihtiyacımız var."
Eylem çağrısı
Unicef, harekete geçmemenin sağlık üzerindeki etkilerinin ve ekonomik maliyetinin potansiyel olarak çok büyük olduğu konusunda uyarıyor.
Raporda, 2035 yılına kadar aşırı kilo ve obezitenin küresel ekonomik etkisinin yıllık dört trilyon ABD dolarını aşacağı tahmini yürütülüyor.
Hükümetleri, gıdaların etiketlenmesi ve pazarlanması konusu da dahil olmak üzere harekete geçmeye çağırıyor.
Bu, aşırı işlenmiş gıdaların okul kantinlerinden çıkarılması, sağlıksız yiyecek ve içeceklere vergi getirilmesi ve gıda üreticilerinin sağlıksız içerikleri ve zararlı ikameleri sınırlandırmak için ürünlerinde değişiklikler yapmaya teşvik edilmesi yoluyla çocukların beslenmelerini korumaya yönelik yasal önlemleri içerebilir.
Raporda ayrıca, politika oluşturma sürecinin aşırı işlenmiş gıda endüstrisinin müdahalesinden korunması çağrısında bulunuluyor.
Aşırı işlenmiş gıda ve içecek üreticilerinin politika geliştirme ve uygulama süreçlerine katılımı yasaklanabilir ve sektörün siyasi lobi faaliyetlerinin resmi olarak rapor edilmesi gerekebilir.
