Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplandı

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplandı
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda görüşlerini dile getirdi.

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda görüşlerini dile getirdi.

Komisyon, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.

Komisyonun 7'nci toplantısının ilk oturumunda söz alan 22. TBMM Başkanı Arınç, komisyonda İYİ Parti dışında bütün siyasi partilerin temsil edilmiş olmasını takdirle izlediğini söyledi.

"Keşke o parti de bu komisyonda yer almış olsa, fikirlerini söylese, konuşulan fikirleri de dinlemiş olsaydı." diyen Arınç, "Eminim onlar da kendi siyasetlerine uygun bir yolu, olumlu bir şekilde dışarıdan takip edeceklerdir. Buna da inancım var." ifadelerini kullandı.

Terörsüz Türkiye sürecinin olumlu şekilde ilerlediğini belirten Arınç, "Sayın Bahçeli'nin 1 Ekim'de Meclis'in açılmasıyla gösterdiği olumlu davranışın etkileri bu komisyonun kurulmasına kadar da devam etti, devam edeceği de görülüyor. Ancak bilelim ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde esas karar verici, yönetici Sayın Cumhurbaşkanı'dır. Sayın Cumhurbaşkanımız da Terörsüz Türkiye mottosuyla veya üst başlığıyla bu süreci açıkça desteklediğini ifade etmiştir. Dolayısıyla maddi şartlar teşekkül etmiştir. Komisyonumuzun da bu konuda çok atak davranacağını, süratli kararlar alacağını ümit ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Komisyonun ismine dikkati çeken Arınç, "Bu çok olumlu. Bu ismi koymuş olmanız ayrıca takdire değer; Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu. Terörsüz Türkiye herkesin arzusudur ama bu komisyonun görevi bu süreci olumlu bir şekilde sonuca ulaştırmaktır. Bunun şartları da milli dayanışma, bir başka ifadeyle toplumsal barış, bir başka ifadeyle iç cephenin güçlendirilmesi. Bunun şartlarını oluşturmamız lazım." diye konuştu.

Sultan Alparslan'ın ordusu, Romen Diyojen'in 200 bin kişilik ordusuna karşı geldiğinde bölgedeki bütün Kürtlerin Alparslan'ın ordusunda Diyojen'e karşı savaştıklarını hatırlatan Arınç, bu beraberliğin bin yıldan beri sürdüğünü vurguladı. Arınç, bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Ben de şüphesiz eli biraz yukarıdan tutarak bu işi başlatan Sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Ama bilesiniz ki Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığı, iradesi ve komisyonumuzun bu konuda göstereceği gayretli çalışmalar da işin yürütücüsü olacaktır." ifadelerini kullandı.

"Bu sürecin sonunda bu insanların vatan topraklarına gelmesi lazım"

Komisyon üyelerinden ve diğer parti temsilcilerinden geçmişteki söylemlerini unutmasını isteyen Arınç, "Radyolarda, televizyonlarda daha önce yaptığınız konuşmalardaki radikal söylemler bugün yolunuzu kesebilir. 'Bunları unutun' derken, bir yere koyun, hapsedin. Ama bundan sonrasına bakalım, önümüze bakalım." dedi.

DEM Parti'yi takdir ettiğini söyleyen Arınç, eski TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'i rahmetle andı. Arınç, "Bu konuları kendisiyle görüşüyorduk. Bugün de Mithat Sancar Bey ve diğer arkadaşlarımızın bu süreci ne kadar olumlu noktaya götürmek için çalıştıklarını biliyorum. En çok onlardan çekiniyorduk, onlar bu işte öncü olma rolünü kabul ettiler. Onları da takdir ediyorum." şeklinde konuştu.

Meclis Başkanı olduğu dönemde hapishaneden çıkan eski DEP milletvekilleri Selim Sadak, Leyla Zana, Orhan Doğan ve Hatip Dicle ile Meclis'te bir akşam yemeğinde bir araya geldiğini anlatan Arınç, "Selim Sadak Bey şu anda Almanya'da bir hastanede zor durumda. Ona Allah'tan şifalar diliyorum. Yurt dışına gitmek mecburiyetinde kaldı. Hakkında bir mahkumiyet kararı vardı, kesinleşmişti." ifadelerini kullandı.

Arınç, "Bu sürecin sonunda bu insanların vatan topraklarına gelmesi lazım. İnşallah şifa bulurlar da Sırrı Süreyya Önder gibi o günü görmeden ölmesinler. Bugünü bekleyenler çok var içimizde. Doğan da onlardan birisiydi, Hatip Dicle de Leyla Zana da. Bunlar barış sürecinin içerisinde çok önemli roller oynadılar." sözlerini sarf etti.

Eski TBMM Başkanı Arınç, Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun'a değinerek, bu mülga olmayan bu yasadan özü itibarıyla istifade edilebileceğini söyledi. Arınç, "Uygulansın noktasında değilim. O zamanın şartları başkaydı, bugünün şartları başka. Ama bir el tutamağı olabilir hepimiz için." diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin "Terörist başı terörün bittiğini, PKK'nın lağvedildiğini söyleyecekse DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin." şeklindeki açıklamasına şaşırdığını anlatan Arınç, "Bütün bunlar demek ki bir hedef gösterildi. Hedefin içinin doldurulması amaçlandı. Eğer bu kadar yukarıdan başlanmasaydı, inanın bu noktaya gelemezdik." değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli'nin PKK terör örgütünün fesih kararını açıklayacağı yer için Malazgirt'i işaret ettiğini hatırlatan Arınç, "Nasıl gelecek Malazgirt'e? Hepsi bunları düşündürdü. Arkadan 100 kişilik komisyon. Ama bakınız her şey yolunda yürümeye başladı. Demek ki bazı liderler öyle işler yaparlar ki, tarihe bu adımlarıyla geçebilirler. Bu hepimiz için geçerli. Ben 1 Mart tezkeresiyle nasıl kendimi bir iftihar vesilesi olarak kabul ediyorsam, her başkanımızın zamanında yaptıkları çok değerli şeyler vardır." diye konuştu.

"Tarihe geçecek bir işin içerisindesiniz"

Eski TBMM Başkanı Arınç, TBMM Başkanı Kurtulmuş'a "Tarihe geçecek bir işin içerisindesiniz." dedi.

Bu sürecin paydaşlarının konuşmalarına dikkati çeken Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiçbirimizin ve hatta bunun paydaşı olanların sinir uçlarımıza dokunacak hiçbir sözü konuşmaması lazım. Konuşanların susturulması lazım. Sükunete ihtiyacımız var. Bu işin akılla, idrakle, mantıkla yürümesi için geçmişte kim ne konuşmuş, ne yapmış, nereye kadar gitmiş... Tarihi tersine çeviremeyiz. Ama yeni başladığımız yol, konvansiyonel silahlarla harp yapılması değildir. Konvansiyonel silah nedir? Toptur, tüfektir, tanktır. Ama şimdiki silahlar başka türlü oluyor. Dolayısıyla yeni metotlarla, yeni atılımlarla, yeni heyecanlarla bu süreci sonlandırmamız lazım."

Toplumsal mutabakatın olduğunu ifade eden Arınç, "Ben 2009'da başlayan sürecin içerisinde bunu test ettim." dedi.

Önceki süreçte akil insanlarla nabız yoklamaları yaptıklarını, raporlar hazırladıklarını anlatan Arınç, "Ama bugün için yapacaklarımız bundan biraz daha farklı olabilir." dedi.

"Bu komisyonun görevi yeni bir anayasa hazırlamak değil"

Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getiren Arınç, "Ama bu komisyonun görevi yeni bir anayasa hazırlamak değil." dedi.

Suriye'deki gelişmeler noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın izlediği politikaları olumlu bulduğunu dile getiren Arınç, "Terörün sonlandırılması ve teröristle mücadele konusunda alınacak kararların Suriye içerisinde de kapsayıcı olacağını ümit ediyorum." diye konuştu.

"AİHM ve Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanması bizler için bir gerekliliktir." diyen Arınç, adil ve insan onuruna yaraşır bir infaz mevzuatına ihtiyaç olduğunu da belirtti.

Eski TBMM Başkanı Arınç, "Umut hakkı konusu Bahçeli'nin konuşmasıyla gündeme gelmişti. Mutlaka uygulanmalıdır, yerine gelmelidir." sözlerini sarf etti.

Müebbet hapse mahkum olanların bile bir gün çıkabileceklerini düşünmeleri gerektiğini söyleyen Arınç, "Genel bir affa zaruri bir ihtiyaç olarak bakıyorum." ifadelerini kullandı.

Hukuki içerisinde kalmak şartıyla birtakım düzenlemeler de yapılabileceğini kaydeden Arınç, "Komisyonumuz Türkiye'nin gerçekleri karşısında bu cesaretli adımları atsın ki, Bahçeli'nin cesaretle başladığı bir şey büyük bir cesaretle noktalanmış olsun. Size güveniyorum, ümit ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA / Aynur Ekiz - Politika
title