Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Mehmet Toner Kanser Teşhisinde Çığır Açıyor
Prof. Dr. Mehmet Toner, geliştirdiği yenilikçi mikroakışkan cihazlarla kanser hücrelerini bozulmadan ayırmayı başardığını ve bu yöntemin erken teşhis ile tedavi izleme açısından önemli olduğunu açıkladı. Tahran'da düzenlenen Mustafa Ödülleri'nde ödül kazanan Toner, kanserin gelecekte kronik bir hastalık haline geleceğini umuyor.
Kanser teşhisinde geliştirdiği yenilikçi cihazlarla bilim dünyasında çığır açan Türk bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Toner, geliştirdiği cihazlarla milyarlarca kan hücresi arasından kanser hücrelerini bozulmadan ayırmayı başardıklarını belirterek, bu yöntemin kanserin erken teşhisinde ve tedaviye verilen yanıtın izlenmesinde büyük önem taşıdığını belirtti.
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olan Prof. Dr. Toner, yüksek lisans ve doktorasını ABD'de tamamladı. Massachusetts General Hospital ve Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yapan Toner, özellikle mikroakışkan teorileri ve kanser teşhisi üzerine yaptığı öncü çalışmalarla tanınıyor.
Çalışmalarıyla birçok uluslararası ödüle layık görülen Toner, dün İran'ın başkenti Tahran'da düzenlenen İslam dünyasının en prestijli ödüllerinden biri sayılan "Mustafa Ödülleri" töreninde kanserin tedavisinde nadir hücrelerin tespitine yönelik geliştirdiği mikroakışkanlar cihazlar dolayısıyla, ödüle layık görülen 3 seçkin bilim insanından biri oldu.
Tören sonrasında AA muhabirine konuşan Toner, ödül kazandığı çalışmaların mühendislik kısmının, mikroakışkanlar teorisi konularıyla ilgili olduğunu ve klinik ve uygulamalı kısmının da kanserin tedavisiyle bağlantılı olduğunu anlattı.
Geliştirdiği cihazların milyarlarca kan hücresi arasından kanser hücrelerini bozulmadan ayırabildiğini belirten Toner, bu yöntemin, kanserin erken teşhisinde ve tedaviye verilen yanıtın izlenmesinde büyük önem taşıdığını söyledi.
"Kanser, kronik hastalık dediğimiz bir hastalığa dönecek"
Çalışmasına ilişkin bilgiler veren Toner, "Bu kanser, bir yerde başlıyorsa kandan dağılıyor. Kandaki çok nadir olan 200 milyar ciddi bir hücre olan tümör hücrelerini kullanıp teknolojik ölçüsünü yapıyoruz. Senede 10 milyon kişiyi öldüren bu hastalığın bu hücrelerini elinize geçirebildiğinizde bu kadar kolay bir şekilde doğru insana doğru ilacı doğru zamanda verme imkanı ortaya çıkıyor. Hem diagnostik açısından hem de erken teşhis açısından çok önemli bir hedef var." diye konuştu.
Kanserin tedavisi konusunda büyük gelişmelerin ortaya çıktığına dikkati çeken Toner, "İlk önce hedeflendirilmiş tedaviler çıktı. Arkadan bağışıklık sistemiyle ilgili olan tedaviler çıktı. Sonra hücre tedavileri çıktı. Dolayısıyla artık eskisi gibi değil. Eskiden 1-2 ilaç varken bir kanser için şimdi bir sürü ilaç var." ifadelerini kullandı.
Töner şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bu çalışmalarla ortaya çıkan bu teşhise çok büyük bir ihtiyaç oluyor. Çünkü hangi ilacı hangi zamanda vereceksiniz. Dolayısıyla hem teşhiste ilerleme hem de tedavi de ilerlemeler var. O yüzden inşallah önümüzdeki 20 sene içinde kanser, kronik hastalık dediğimiz bir hastalığa dönecek. Yani kanserden çok kişi ölmez. Kanser yaşayabildiğimiz bir hastalığa dönüşecek diye ümit ediyoruz."
Türkiye'deki meslektaşlara ve gençlere tavsiyelerinin sorulması üzerine Toner, "Üniversitelerimiz zaten çok büyük Türkiye'de hakikaten. Ben teknik üniversiteyi bitirdim, ardından MIT'e (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) gittim. Oraya gittiğimde bütün doktora sınavlarını hemen geçtim. Normalde bunun için iki yıl çalışmak gerekiyor. Eğitim açısından hiçbir problemimiz yok." sözleriyle Türkiye'deki üniversitelerin seviyesine dikkati çekti.
Gençlere tavsiyelerde bulunan Toner, bilim insanı olmanın bir zorunluluk olmadığını, asıl önemli olanın "merak" olduğunu dile getirdi. Toner, "Gençlere meraklı olmalarını, sürekli çalışmalarını, okumalarını tavsiye ediyorum. Bilim adamı olmak şart değil ama bir işte başarılı olmak için meraklı olmak şart." dedi.