AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış Açıklaması

AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış Açıklaması
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "bugün Türkiye'deki reform hızını yakalayabilecek tek bir AB üyesi ülke olmadığını, hiçbir şekilde Türkiye'ye havlu attırmak isteyenlerin oyunlarına gelmeyeceklerini" söyledi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen

Bağış, "bugün Türkiye'deki reform hızını yakalayabilecek tek bir AB üyesi ülke

olmadığını, hiçbir şekilde Türkiye'ye havlu attırmak isteyenlerin oyunlarına

gelmeyeceklerini" söyledi.

Bağış, AB Bakanlığı'nda yapılan İç Koordinasyon ve Uyum Komitesi toplantısın

açılışında yaptığı konuşmada, bugün komitenin 12. toplantısını

gerçekleştirdiklerini belirterek, toplantıda müzakere sürecinde gelinen nokta ve

2013 yılı hedefleri konusunu ele alacaklarını söyledi.

Bugünün aynı zamanda milli şair Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıl dönümü

olduğunu anımsatan Bağış, Ersoy'un kendisini en çok etkileyen sözünün "Allah bu

millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" sözü olduğunu söyledi. Bağış, şöyle

devam etti:

"Bugün AB sürecinde ortaya koyduğumuz kararlı duruş, haddini ve hakkını

aşanlara karşı ortaya koyduğumuz, 'diklenmeden dik duruş,' aslında Akif'in bize

ilham veren, 'Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum' dizelerinde saklıdır. Ama

milletçe, iktidarıyla muhalefetiyle, bütün kurumlarıyla, genciyle yaşlısıyla,

doğulusuyla batılısıyla, AB sürecinde kenetlenmiş olmamız da, yine onun, 'Tefrika

girmedikçe millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez'

sözleriyle aslında çok güzel anlatılıyor."

Bugün Büyük Önder Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 93. yıl dönümü olduğunu da

anımsatan Bağış, Atatürk'ün Ankara'ya gelişiyle ilgili bir anekdot aktararak, o

zaman Atatürk'ü karşılamaya gelenlerin, "Millet yolunda can vermeye geldik"

diyerek Türkiye'nin istiklal mücadelesinde gösterdikleri kararlılığın, bugün

Türkiye'nin istikbal mücadelesinde gösterilen kararlılık olduğunu belirtti.

Bağış, şöyle devam etti:

"Milletimizin reform sürecine desteği her zamanki gibi güçlüdür. Evet,

toplumda belki AB'nin ikircikli söylemlerine karşı bir kızgınlık vardır. Ama

Türkiye'de herhangi bir şekilde toplumda, reform sürecine destekte bir azalma

yoktur. Hala, 'AB yolunda atılan reform adımlarının ülkemiz için yararlı olduğuna

inanıyor musunuz?' sorusuna yüzde 75'lerde 'evet' çıkıyor. Ama AB'nin maalesef

inandırıcılığı kalmamıştır. Ama bizim reform sürecindeki kararlılığımızı kendi

takvimimiz çerçevesinde sürdürmemiz son derece önemlidir."

-"2012 yılında Türkiye'de çok ciddi reformlar gerçekleşti"-

AB Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili yayımladığı bu yılki İlerleme Raporu ile

ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan Bağış, şöyle devam etti:

"Ama bu sene İlerleme Raporu'ndaki bazı haksız vurguları kamuoyuyla

paylaşmakla kalmadık, aynı zamanda biz kendi ilerleme raporumuzu kendimiz kaleme

aldık. Bir iki gün içerisinde kamuoyuyla da paylaşacağımız ilerleme raporunun

Türkiye versiyonuna şöyle bir göz attığımızda göreceksiniz ki, aslında 2012

yılında Türkiye'de çok ciddi reformlar gerçekleşmiş. Bunun altını çizerek, iddia

ederek söylüyorum. Bugün Türkiye'deki reform hızını yakalayabilecek tek bir AB

üyesi ülke yoktur. Bizim Meclisimizin performansı, bizim kurumlarımızın

performansı, bizde kabul edilen yasa sayısı, yönetmelik sayısı ve bunun

uygulanmasında ortaya konan kararlılık AB üyesi ülkelerde yoktur. Ama biz hiçbir

şekilde bize havlu attırmak isteyenlerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Kendi

vatandaşımızın yaşam standardını yükseltmek için kendi kararlılığımızı yine

ortaya koyarak reformlarımızı sürdüreceğiz."

Kimilerinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, yani tanımadığımız bir ülkenin

dönem başkanlığında Türkiye'nin AB'den tamamen kopacağını, reform sürecinin

duracağını ve Türkiye'nin başka yönlere eğilim göstereceğini iddia ettiğini ifade

eden Bağış, ancak son altı ayda yapılanlar değerlendirildiğinde Türkiye'nin diğer

dönem başkanlıklarına nazaran çok daha fazla reform gerçekleştirdiğini kaydetti.

Bu süre içerisinde pozitif gündem kapsamındaki çalışmalarının meyvelerini

almaya başladıklarını vurgulayan Bağış, Pozitif Gündem kapsamında sekiz ayrı

çalışma grubuyla, dönem başkanlığı tamamen devre dışı bırakılarak ve sadece

komisyonla muhatap olunarak dört ayrı fasılda çok önemli gelişmeler

kaydedildiğini bildirdi.

Bağış, Türkiye'nin bunlardan özellikle şirketler hukuku, tüketicinin

sağlığının korunması ve mali kontrol kapanış kriterlerine yönelik başarılarının

AB Komisyonu'nun yazılı teyidiyle resmen ilan edildiğini söyledi.

-Vize muafiyeti-

Vize konusunda, yıllardır uğraşıp yapamadıkları bir başarıyı elde

ettiklerini, 27 AB üyesi ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti ile AB Komisyonu'nun vize

muafiyet müzakerelerine başlayabilmesi için yetkilendirme yaptığını anımsatan

Bağış, ilk defa AB Komisyonu'nda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının istihdam

edilmesine yönelik kararlar çerçevesinde Türkiye'nin kendi kurumlarından seçilen

personelin Komisyon'da görev yapmaya başladığını kaydetti.

Enerji konusunda AB ile ortak çıkarları belirlemeye yönelik çalışmaların çok

ciddi meyveler vermeye başladığını dile getiren Bağış, terörle mücadelede

istihbarat paylaşımında da çok ciddi artış sağlandığını bildirdi.

Bugün öğleden sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı

İdris Naim Şahin ile birlikte Türkiye'nin, vize muafiyet sürecindeki yol

haritasını hep birlikte değerlendireceklerini ifade eden Bağış, ancak maalesef bu

süreçte bazı çifte standartlarla da karşılaştıklarını kaydetti.

Türkiye'yle ilgili Avrupa'dan gelen eleştirilerin yüzde 95'inin 23 ve 24.

fasılların içerikleriyle alakalı, temel haklar, yargı süreci, insan hakları,

ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi konular olduğuna işaret eden Bağış,

AB'nin müzakerelere yeni başlayan ülkeler için ilk olarak bu iki faslın

açılmasını şart koştuğunu anımsattı.

Bakan Bağış, Türkiye'nin de 13 fasıl açmış bir ülke olarak, bu iki faslı

açmaya çok arzulu olduğunu defalarca ilan etmesine rağmen sadece bir ülkenin

"şımarık tutumu" ve "bu şımarıklığın bedelini iflas etmekle ödeyen bir ülkenin

tutumu" nedeniyle o fasılları açamadıklarını kaydetti.

Bağış, "Bir taraftan AB bu eleştirileri gündeme getirirken, Türkiye'ye

'ödevini yap' diyor. Öte yandan ödevin ne olduğunu, yani açılış kriterlerini bile

ortaya koyamıyor. Böyle bir çifte standarda rağmen biz geçtiğimiz altı ay

içerisinde, bu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin dönem başkanlığında kabul ettiğimiz

3. yargı paketiyle, çok önemli bir süreci geride bıraktık. Sadece bu paketin

uygulanmasıyla 36 bin tutuklunun serbest bırakıldığını biliyoruz ülkemizde. 36

bin ailenin sevdiklerine kavuştuğu bir ortam yaşandı Türkiye'de" diye konuştu.

Türkiye'nin, atması gereken adımların farkında olduğuna işaret eden Bağış,

Adalet Bakanlığı'nın hummalı bir çalışma ile 4. yargı reform paketi üzerinde

hazırlıklarını sürdürdüğünü kaydetti.

Bu sürecin Türkiye'nin kendi vatandaşının devletiyle ilişkisi açısından da

önemli bir süreç olduğuna dikkati çeken Bağış, "Ama Avrupa'da bizim attığımız

reformların yarısını bile atamayanların bugün Türkiye'ye ahkam kesmelerini

anlamakta ben de zorlanıyorum" dedi.

Türkiye'nin kamu başdenetçiliği kurumunu ihdas ettiğini de anımsatan Bağış,

bu kurumun çok faydalı çalışmaları olacağını söyledi.

-"Sinyaller olumlu"-

Önümüzdeki döneme yönelik aldıkları sinyallerin de olumlu olduğuna işaret

eden Bağış, "1 Ocak'tan itibaren dönem başkanlığını üstlenecek olan İrlanda'nın

tutumunu biz olumlu görüyoruz" dedi.

İrlandalı muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde, İrlanda'nın genişleme

sürecini canlandırma ve Türkiye ile ilgili fasılların açılması konusunda bir

kararlılığı olduğunu gözlemlediklerini belirten Bağış, ancak bunun sadece dönem

başkanlığının elinde, yetkisinde olan bir konu olmadığını kaydetti.

Bağış, "Aynı zamanda Fransa'daki akıl tutulmasının da son bulacağını ve

Sarkozy döneminde iki ülke arasındaki ilişkilere de çok zarar veren, fasılları

engelleme sürecinin de son bulacağına dair de sinyaller alıyoruz. Ümit ederiz ki

bu sinyaller gerçekleşir, hem bizim açımızdan, hem AB açısından önemli başarıları

elde etmiş oluruz" dedi.

AB'nin Nobel Barış ödülü'nü aldığını anımsatan Bağış, bu ödülün alınma ve

ilan edilişinde yapılan bütün açıklamalarda, AB'nin Türkiye'deki demokratikleşme

sürecine katkılarının ifade edildiğini anımsattı. Bağış, şöyle devam etti:

"Bugün ülkemiz, AB açılmamış 20 faslın 17'sini engellerken AB'nin Nobel

Barış Ödülü almasına en çok katkı veren ülke olarak, bizim tarafımızdan değil,

onlar tarafından ilan edildi. Biz bu süreçteki kararlılığımızı aynı şekilde

yürüteceğiz. Türkiye'nin AB'den uzaklaştığını iddia edenler son derece büyük bir

yanılgı içindedirler. Türkiye, AB sürecinde aynı kararlılıkla yoluna devam

etmektedir. Ama Türkiye'den uzaklaşan bir AB'nin anlamının kalmayacağını da

Avrupalılara çok net bir şekilde hissettirdiğimiz bir dönemi hep beraber

yaşıyoruz."

AB ile mali işbirliğinde de önemli başarılar elde edildiğini ifade eden

Bağış, bu çerçevede Türkiye'nin, 2006-2013 dönemi arasında kendisine hibe olarak

ayrılan 4,9 milyar dolarla çok önemli projeler gerçekleştirdiğini kaydetti.

Bağış, 2014-2020 AB bütçesinden de Türkiye'nin hak ettiği fonları alabilmesi için

yoğun bir çaba içerisinde olduklarını bildirdi.

Muhabir: Murat Ünlü

Yayıncı: Ogün Duru - ANKARA

Kaynak: AA / Güncel
title